Lon L. Fuller
Lon L. Fuller (d. 15 Haziran 1902 - ö. 8 Nisan 1978) hukuk ve ahlak arasında zorunlu bir ilişki olduğunu iddia eden Amerikalı bir hukuk felsefecisidir.[1] Fuller, uzun yıllar Harvard Üniversitesi Hukuk Fakültesinde çalışmıştır. Hukuk felsefesi alanında 1964 yılında basılmış "The Moralitiy Of Law"(Hukukun Ahlakı) kitabıyla tanınmıştır. Bu kitap aslında 1963 yılında Yale Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde verdiği konferansların genişletilmesiyle oluşmuştur.[2] Diğer önemli eserleri arasında Kendini Arayan Hukuk(Law in Quest of Itself-1940), Hukuk Biliminin Problemleri(Problems of Jurisprudence-1949), Hukuki Faraziyeler(Legal Fictions-1967) ve Hukukun Anatomisi(The Anatomy of Law-1968) sayılabilir.
Robert S. Summers, "Fuller, son yüzyılın dört önemli Amerikan hukuk teorisyenlerinden biridir." demiştir.[3]
Fuller aynı zamanda H. L. A. Hart ile girdiği tartışmaları ile de anılmaktadır. Aslında tartışma İkinci Dünya Savaşı sonrası uluslararası yargılama olarak ortaya çıkan Nuremberg Mahkemesi ve Nazilere yönelik yargılama dolayısıyla başlamıştır. Hart, tartışmanın asıl odak noktasını oluşturan Nazi hukuk uygulamasında bile hukuka sadakat üzerinde durmanın gereğine işaret etmektedir.[4] Fuller, Hart'ın bu tutumuna, Nazi uygulamasını hafife aldığı gerekçesiyle itiraz etmektedir. İngiliz hukuk filozofu Hart ile girdiği tartışma, yasal pozitivizm ve doğal hukuk teorisi arasındaki modern çatışmayı çerçevelemek için önemlidir.Hart, ahlak ve hukukun ayrı olduğunu savunarak pozitivist görüşü almıştır. Fuller ise kanunun bağlayıcı gücünün ahlak olduğunu savunmuştur.
Fuller'a göre iddia edilen tüm yasal kurallar, gerçek yasalar olarak sayılabilmesi için sekiz asgari koşulu yerine getirmelidir. Kuralların:
- Yeterince genel olması
- Aleni olarak ilan edilmesi
- Geriye yürümez olması
- Açık, anlaşılır olması
- Çelişmemesi
- Sürekli olması
- İmkânsızı istememesi
- Norm ve uygulamanın uyuşması gerekir.
Bunlar Fuller'ın "Yasallık İlkeleri"dir. Fuller, tercihini, bir doğal hukuk sistemini değil; doğal hukuk metodolojisini savunmak olarak açıklamıştır.[5] Bu ilkelere uyulduğunda hukukun, üstünlüğünü oluşturan önemli ahlaki saygı, adalet ve öngörülebilirlik standartlarını taşıyacağını garanti eder. Bu ilkelerin de gösterdiği gibi hukukun içeriksel olanla, yani maddi olanla değil süreçle ilgilidir. Hukukun etkisini kesinleştirmek için hukukun iç ahlakı bakımından:
- Hangi davranışın hukuksal değerlendirmeye konu olacağı açısından hukuk ilgisizdir. (İçeriği kanun koyucu belirler.)
- Bu sekiz ilke gereği gibi yerine getirilirse hukuk gerçekten işlevsel hale gelir.
- Bu sekiz ilkeyi içeren kuralların bütünlüğü ile aynı zamanda toplumsal yaşamdaki insan eylemlerinin etkin bir biçimde yönetilmesi mümkün olabilir.[6]
Hukukun dayandığı temel ilkelere karşı ilginin yitirilmesinden bahisle, doğal hukuk yaklaşımından hukuki pozitivizme yönelen eleştiriler alanında yeni bir yön kattığı ifade edilebilir.
Kaynakça
[değiştir | kaynağı değiştir]- ^ Summers, Robert (1984). Lon L. Fuller. s. 3-13.
- ^ Işıktaç, Yasemin. Hukuk Felsefesi. s. 398.
- ^ Summers, Robert (1984). Lon L. Fuller.
- ^ Hart, H. L. A. (1983). Essasy in Jurisprudence and Philosopy. s. 26.
- ^ Fuller, Lon L. The Law in Quest of Itself. ABD. s. 100.
- ^ Akı, E. İrem (2015). "Hukukun İç Ahlakı: Lon L. Fuller'ın Görüşleri Çerçevesinde Bir İnceleme". AÜHFD. Cilt 64. s. 1.