Israrlı takip
Makale serilerinden |
Makale serilerinden |
İlişkiler (Ana hat) |
---|
Israrlı takip; özel hayatın gizliliğini ihlal etmek, tehdit ve şantaja başvurmak gibi yollarla bir kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma durumudur. Eylemi gerçekleştiren kişi karşı tarafta korku uyandırmayı, ona gözdağı vermeyi ve kendisini güvensiz hissetmesini hedefler.[1] Psikoloji, sosyoloji, kriminoloji ve hukuk gibi disiplinlerin çalışma alanına girmekle birlikte ısrarlı takibin hukuki bir nitelik kazanması nispeten daha yeni bir olaydır. Çeşitli uzmanlar tarafından farklı tanımları yapılmış olsa da genel itibarıyla bir taciz ve sarkıntılık türü olduğu kabul edilmektedir. Günümüzde ısrarlı takip pek çok ülkede suç olarak sayılmakta ve ilgili yasalarca yaptırıma tabii tutulmaktadır. Literatüre İngilizce "stalking" kelimesinden türeyerek giren ısrarlı takibin tam Türkçe karşılığı "musallat olma" veya "dadanma"dır.[2]
Ülkelere göre ısrarlı takip
[değiştir | kaynağı değiştir]Avrupa Birliği
[değiştir | kaynağı değiştir]Israrlı takip konusunda yasal düzenlemeler yapan ilk Avrupa ülkesi Danimarka olmuştur. 1933 yılında çıkartılan kanunla ısrarlı takip suç olarak kabul edilmiş ve hapis cezasının yanı sıra para cezası, koruma tedbiri gibi ilave uygulamalarla caydırıcılığı arttırılmaya çalışılmıştır. Uzun yıllar boyunca diğer ülkelerin gündemini ve yasalarını pek meşgul etmeyen bu konu, 1997'de İrlanda yasalarına girmiş ve böylece İrlanda ısrarlı takibi ele alan ilk AB üyesi ülke olmuştur. 1998'de Belçika, 2000'de Hollanda, 2006'da Avusturya ve son olarak 2007 yılında Almanya da ısrarlı takibi suç olarak kabul etmiştir. Ayrıca; Fransa, İsveç ve Slovenya anayasalarında, doğrudan bir düzenleme bulunmasa da, "ısrarlı takip" kavramı yer almaktadır.[2]
Türkiye
[değiştir | kaynağı değiştir]Türk hukukunda ısrarlı takibe yönelik eylemler müstakil bir suç olarak düzenlenmeden önce kişilerin huzur ve sükûnunu bozma suçu kapsamında değerlendirilmekteydi. Ancak bunun yeterli bir koruma imkanı sağlamadığı konusunda eleştiriler bulunmaktaydı. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin 2009 yılında önüne gelen Opuz/Türkiye davası ile verdiği "Türk yargı makamlarının kadına yönelik şiddet konusunda gereken hassasiyeti göstermeyip suçun cezalandırılması konusunda da cinsiyet ayrımcılığına dayalı hak ihlali yaptıkları" [3] şeklindeki karar bu konuda bir dönüm noktası olmuş ve bu konuda ilk düzenleme 2012 yılında getirilen 6284 Sayılı Kanun ile gerçekleştirilmiştir. Bu kanun ile ısrarlı takip durumlarında fail hakkında uzaklaştırma, mağdur hakkında ise koruma tedbiri alınabileceğine dair hükümler getirilmiştir. 2022 yılında ise ısrarlı takip eylemleri, kişilerin huzur ve sükûnunu bozma suçunun özel bir şekli olarak müstakil bir suç haline getirilmiştir. Düzenlemenin en önemli noktası fail açısından özel kastın aranmamasıdır.
12 Mayıs 2022 tarihli ve 7406 sayılı kanun değişikliyle, Türk Ceza Kanununun "Hürriyete Karşı Suçlar" başlığının 123. maddesinde müstakil bir suç olarak tanımlanmaya başlayan ısrarlı takip; suçun basit halinde altı aydan iki yıla kadar, nitelikli halinde ise bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası kapsamına alınmıştır.[4]
Ayrıca bakınız
[değiştir | kaynağı değiştir]Kaynakça
[değiştir | kaynağı değiştir]- ^ "Flört Şiddeti / Israrlı Takip". Boğaziçi Üniversitesi. 10 Aralık 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 9 Mayıs 2020.
- ^ a b Doğan, Recep (2014). "Kadına Yönelik Şiddetin Bir Türü Olarak, Israrlı Takip (Stalking) Kavramı ve Suçu" (PDF). Ankara Barosu Dergisi. ss. 135-154. 15 Aralık 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 9 Mayıs 2020.
- ^ "Case of Opuz v. Turkey" (İngilizce). Strazburg: Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi. 9 Haziran 2009. 27 Kasım 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 9 Mayıs 2020.
- ^ Balcı, Murat (Aralık 2022). "Israrlı Takip Suçu (TCK m.123/A)". Kadir Has Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi. Jurix. 6 Mart 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Mart 2024.