Sultanahmet Meydanı
Sultanahmet Meydanı, İstanbul'un Fatih ilçesinin Binbirdirek mahallesinde bulunan tarihî bir meydan. Bizans İmparatorluğu döneminde Konstantinopolis'teki adı Hipodrom, Osmanlı İmparatorluğu zamanında ise Atmeydanı olarak adlandırıldı. Şehrin en önemli meydanlarından birisi olan alanın içerisinde Roma sirki, bugün Sultanahmet Camiinin olduğu noktada ise Büyük Saray bulunmaktaydı.[1]
Sultanahmet Meydanı | |
---|---|
Meydan | |
Önceki isim(ler):
| |
Günümüzde Sultanahmet Meydanı | |
Özellikler | Sultanahmet Camii, Türk ve İslam Eserleri Müzesi, İbrahim Paşa Sarayı, Örme Dikilitaş, Yılanlı Sütun, Theodosius Dikilitaşı, Alman Çeşmesi |
İmkanlar | |
Konum | Fatih, İstanbul |
Kuzeydoğu-güneybatı doğrultusunda uzanan meydanın doğusunda Sultanahmet Camii, batısında ise Türk ve İslam Eserleri Müzesi ile İbrahim Paşa Sarayı yer alır. Trafiğe kapalı iki yönlü geniş yürüme yollarının ortasında Örme Dikilitaş, Yılanlı Sütun, Theodosius Dikilitaşı ve Alman Çeşmesi gibi yapılar bulunur.
Tarihçe
değiştirGünümüze çok az kalıntıları kalan Bizans devri önemli yapıları ve abideleri Hipodrom çevresinde inşa edilmişti. “Büyük Saray” diye bilinen İmparatorluk Sarayı; hipodromun yanından başlar, aşağılara, deniz kenarına kadar uzanırdı. Bu saraydan günümüze bir büyük salonun yer mozaik panosu gelebilmiştir. Şehrin en önemli meydanı Agusteion ve burası ile cadde arasında Milerium Zafer Takı bulunurdu. Cadde, Roma’ya kadar uzanan yolun başlangıcı idi ve ilk kilometre taşı da buradaydı. Hamamlar, mabetler; dinî, kültürel, idare ve sosyal merkezler bu civara yerleşmişlerdi. Semt, Bizans ve Türk devirlerinde de merkezî önemini devam ettirmiştir. İstanbul’un en önemli abideleri Ayasofya, Sultan Ahmet Camii, Türk ve İslam Eserleri Müzesi, Yerebatan Sarnıcı burada, hipodromun çevresindedir. Şehrin ana caddeleri (aşağı limana inen ve batıya şehir surlarına doğru gidenler) hipodromdan başlar ve yamaçları takip ederdi. Yol kenarları ticari kuruluşlar ve ikametgâhlarla çevrili idi. Yan yollar dar ve bazıları basamaklarla yokuş aşağı uzanırlardı. Anayol kaldırımları bazen iki katlı, galerili inşa edilmişlerdi.
Roma İmparatorluğu ve sonradan Bizans İmparatorluğu devrinde hipodrom şehrin toplantı, eğlence, heyecan ve spor merkezi olarak 10. yüzyıla kadar önemini sürdürmüştü. Araba yarışlarının yanı sıra, müzisyen toplulukları, dansözler, akrobatlar, vahşi hayvanlarla kavga gösterileri, toplantılar yapılırdı. Bütün bu faaliyetler için ise Roma devrinde bol tatil günleri mevcuttu. Hipodrom, Bizans döneminde devlete karşı ayaklanmaların da merkezi olmuştur. İustinianos'un saltanatında yaşanan Nika Ayaklanması bunlardan biridir ve Komutan Belisarios'un yine burada kıstırdığı ayaklanmacılardan 30.000 kadarını öldürmesiyle bastırılmıştır. Daha sonra 1185'te İmparator I. Andronikos'un linç edilmesi de burada olmuştur.[2]
Dev ölçüde bir U harfi şeklinde olan hipodromun doğu uzun tarafında, damında dört bronz at bulunan, balkon şeklinde, imparator locası yer alırdı. Ortada hipodromun kum kaplı sahasını ikiye bölen, arabaların etrafında yarıştığı alçak bir duvar, bu duvarın üstünde de imparatorluğun çeşitli yerlerinden getirilen abideler ve meşhur at yarışçıları ile atlarının heykelleri bulunurdu. Şöhretli bir araba yarışçısı akla gelebilecek her türlü maddi olanak içinde yüzerdi. Yarışçılar yeşil-mavi-beyaz-kırmızı gibi politik güçleri de olan takımlara ayrılmışlardı. Zaman zaman yarışlara politika karışır, karşılıklı güçlerin mücadeleleri korkunç katliamlara dönüşebilirdi. Hipodrom günümüze zemini 4-5 metre yükselmiş ve kalabilmiş üç abide ile gelmiştir.
Bunlar Örme Dikilitaş, Mısır’dan getirilen Obelisk ve Delfi'deki Apollon tapınağından getirtilen Yılanlı Sütun'dur. Osmanlı devrinde, bu meydanda bazen, eski günlerindeki zengin gösteriler gibi, çeşitli festival ve gösteriler tertiplenmişti. Hipodrom’un batısında, Sultanahmet Camii’nin karşısında yer alan Kanuni'nin sadrazamı İbrahim Paşa Sarayı 16'ncı asır zengin ve tipik özel sarayların günümüze gelen tek örneğidir. Bu güzel yapı Türk ve İslam Eserleri Müzesi olarak ziyarete açıktır. Hipodromdan günümüze yuvarlak güney ucu kalmıştır. Bu büyük kemerlerle donatılmış tuğla bir yapıdır. Sonraki devirlerde Hipodromun taş blokları ve sütunlarının tamamı başka yapılarda kullanılmıştır. Hipodrom girişi sağındaki parkta 4-5 yy. ait özel saray kalıntıları, az ilerisinde de Aya Öfemiya Bizans Kilisesi'nin kalıntıları bulunmaktadır.
Osmanlı zamanında da Yeniçeri isyanları bu bölgede yaşanır, kırk gün kırk gece süren şehzade sünnet düğünleri ve şenlikler burada yapılırdı. İstanbul'da Halide Edip'in işgale karşı konuşma yaptığı 1920 Sultanahmet Mitingi de burada yapılmıştır.
Mekan
değiştirSultanahmet Meydanı'nın yanında Yerebatan Sarnıcı ve Binbirdirek Sarnıcı bulunmaktadır. Binbirdirek Sarnıcı'nda 224 sütun direk bulunur ve 4. yüzyılda yapıldığı tahmin edilmektedir. Yerebatan Sarnıcı ise 336 sütundan oluşur ve MS 527-565'te yapılmıştır. Osmanlı döneminde ikişer kez restore edilen bu sarnıçlar, şu an kültürel faaliyetler için halkın kullanımına açılmıştır.
Meydanın orta yerinde Kayzer Wilhelm'in ziyaret hatırası olarak yapılmış olan Alman Çeşmesi bulunmaktadır. Meydanın batısında ise İstanbul İl Millî Eğitim Müdürlüğü (Eski İstanbul Adliyesi) yer almaktadır. Meydan günümüzde İstanbul'un en önemli turistik merkezidir.
Galeri
değiştir-
Thomas Allom tarafından yapılmış 19. yüzyıla ait bir gravür
-
Hipodromun duvar kalıntıları
-
Meydana ve camiye adını veren Osmanlı padişahı I. Ahmed (s. 1603-1617)
Kaynakça
değiştir- ^ "Arşivlenmiş kopya". 21 Şubat 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Mart 2016.
- ^ Belge, Murat (2003). İstanbul Gezi Rehberi (genişletilmiş 9. bas.). Tarih Vakfı Yurt Yayınları.