Schutzstaffel

Koruma Timi

Schutzstaffel (SS; Armanen rünleri ile ᛋᛋ olarak stilize edilir; Almanca telaffuz: [ˈʃʊtsˌʃtafl̩]  ( dinle); lit. "Koruma Timi"), Adolf Hitler ve Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi (NSDAP) altında Nazi Almanyası'nda ve daha sonra Alman işgali altındaki Avrupa'da önemli bir paramiliter örgüttü. Örgüt, Münih'teki parti toplantılarına güvenlik sağlaması için NSDAP gönüllülerinden oluşan ve Saal-Schutz olarak bilinen küçük bir koruma birimi olarak başladı. 1925'te Heinrich Himmler birime katıldı, bu zamana kadar birim reforme edilmiş ve son adı verilmişti. Himmler'in yönetimi (1929-1945) altında örgüt Weimar Cumhuriyeti içerisinde küçük bir paramiliter kuruluştan Nazi Almanyası'ndaki en güçlü örgütlerden birine dönüştü. NSDAP'nin yükselmesinden 1945'te yönetimin çökmesine kadar, SS Almanya'nın ve Alman işgali altındaki Avrupa'nın en önemli güvenlik, gözetim ve terör organıydı.

Schutzstaffel
SS bayrağı

Genel bilgiler
Kuruluş tarihi4 Nisan 1925[1]
Önceki kurumlar
Kapanış tarihi8 Mayıs 1945
Sonraki kurum
  • Yok
TürüParamiliter
Üst kuruluşNazi Partisi
Sturmabteilung (Temmuz 1934'e kadar)
AdresPrinz-Albrecht-Straße, Berlin
52°30′26″K 13°22′57″D / 52.50722°K 13.38250°D / 52.50722; 13.38250
Personel sayısı800.000 (y. 1944)
Yönetici(ler)
Alt birimler

Örgütün iki ana grubu Allgemeine-SS ve Waffen-SS idi. Allgemeine-SS Nazi Almanyası'nın ırksal politikasını uygulamakla ve genel olarak polislik yapmakla görevliyken Waffen-SS Nazi Almanyası'nın ordusu içindeki muharebe birliklerinden oluşuyordu. Üçüncü bir SS birimi olan SS-Totenkopfverbände (SS-TV; TürkçeAzrail'in Baş Birimleri)[2] ise toplama kampları ve imha kamplarını işletiyordu. SS'in diğer birimlerinin arasında Gestapo ve Sicherheitsdienst bulunuyordu. Görevleri; Nazi devletinin gerçek veya potansiyel düşmanlarını tespit etmek, herhangi bir muhalefeti etkisiz hâle getirmek, Alman halkınının Nazi ideolojisine bağlılığını denetlemek ve yerli ve yabancı istihbarat sağlamaktı.

SS, Holokost sırasında 5,5 ila 6 milyon Yahudi'nin ve milyonlarca diğer kurbanın[3] soykırımındaki rolü en büyük olan örgüttü. II. Dünya Savaşı (1939-45) sırasında örgütün bütün birimlerinin üyeleri savaş suçları ve insanlığa karşı suçlar işledi. SS ayrıca ticari işletmelerde yer aldı ve toplama kampı mahkûmlarını köle işçi olarak kullandı. Nazi Almanyası'nın yenilgisinden sonra SS ve NSDAP Nürnberg Uluslararası Askerî Ceza Mahkemesi tarafından suç örgütleri olarak yargılandı. SS yönetimi içerisinde hayatta kalanlar arasında en yüksek rütbeye sahip olan Ernst Kaltenbrunner, Nürnberg davaları sırasında insanlığa karşı suçlardan suçlu bulundu ve 1946'da asılarak idam edildi.

Kökenleri

değiştir

SS'in öncüsü

değiştir
 
Birahane Darbesi sırasında Münih'te NSDAP destekçileri ve Sturmabteilung, 1923

1923'te Adolf Hitler altındaki Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi (NSDAP), Münih'teki toplantılarına güvenlik sağlamak için Saal-Schutz olarak bilinen küçük bir gönüllü gardiyan birimi kurdu.[4][5] Aynı yıl, Hitler kendi kişisel hizmeti için küçük bir koruma birimi kurulmasını emretti. Hitler, bu birimin kendisinin güvenmediği Sturmabteilung'un (SA) da içinde bulunduğu partinin "şüpheli kitlesinden" ayrı olmasını istedi.[6] Bu yeni oluşum Stabswache olarak adlandırıldı.[7] Başlangıçta birim sekiz kişiden oluşuyor ve Julius Schreck ve Joseph Berchtold tarafından komuta ediliyordu; ve birimin yapısı oluşturulurken o dönemin bir Freikorps'u olan Marinebrigade Ehrhardt model olarak kullanılmıştı. Mayıs 1923'te birim Stoßtrupp olarak yeniden adlandırıldı.[8][9]

1923'te Birahane Darbesi'nde başarısız olmasının ardından Stoßtrupp feshedildi.[10] 1925'te Hitler Schreck'e Schutzkommando isimli yeni bir koruma birimi kurmasını emretti.[1] Birim NSDAP toplantılarında ve etkinliklerinde Hitler için kişisel koruma sağlamakla görevlendirildi. Aynı yıl, Schutzkommando ulusal bir örgüt olacak şekilde genişletildi ve önce Sturmstaffel, daha sonra ise Schutzstaffel olarak yeniden adlandırıldı.[11] Resmi olarak, SS kuruluş tarihini 9 Kasım 1925 (Birahane Darbesi'nin ikinci yıldönümü) olarak belirledi.[12] Yeni kurulmuş olan SS Almanya genelinde NSDAP liderlerini korudu. Hitler'in kişisel SS koruma birimi ise daha sonra muharebe birliklerini içerecek şekilde genişletildi.[13]

İlk komutanlar

değiştir

SA'nın kurucu üyesi ve Hitler'in yakın arkadaşı olan Schreck, Mart 1925'te ilk SS şefi oldu.[14] 15 Nisan 1926'da, Joseph Berchtold SS şefi olarak Schreck'in ardılı oldu. Berchtold, görevin unvanını Reichsführer-SS olarak değiştirdi.[15] Berchtold selefine göre daha dinamik kabul edildi, ancak Berchtold SA'nın SS üzerinde sahip olduğu otorite dolayısıyla hayal kırıklığına uğruyordu.[16] Bu, kendisinin 1 Mart 1927'de görevini vekili Erhard Heiden'e bırakmasına yol açtı.[17] Heiden'in liderliği altında SA içerisinde uygulana göre çok daha katı bir disiplin yönetmeliği uygulandı.[16]

1925 ve 1929 yılları arasında SS, SA içerisinde küçük bir Gruppe (tabur) olarak görülüyordu.[18] Münih bölgesi dışında, SS üye sayısındaki ivmeyi koruyamıyordu, SA hızlı bir şekilde büyümeye devam ederken SS'in üye sayısı 1.000'den 280'e düşmüştü.[19] Heiden SS'in feshedilmesini engellemeye çalışırken, Eylül 1927'de Heinrich Himmler kendisinin vekili oldu. Himmler, Heiden'e kıyasla daha iyi yönetim yetenekleri sergiledi.[18] Aynı dönemde SS bir dizi Gau (bölgeler veya iller) kurdu. SS'in Gau'ları arasında SS-Gau Berlin, SS-Gau Berlin Brandenburg, SS-Gau Franken, SS-Gau Niederbayern, SS-Gau Rheinland-Süd ve SS-Gau Sachsen bulunuyordu.[20]

Himmler'in atanması

değiştir
 
Heinrich Himmler (Hitler'in solunda, gözlüklü) NSDAP'nin başlangıçtaki destekçilerinden biriydi.

Hitler'in onayı ile, Ocak 1929'da Himmler Reichsführer-SS oldu.[21] Günümüzde Heiden'ın Reichsführer-SS görevinden alınmasının nedeni hakkında farklı tahminler ve açıklamalar var. NSDAP'nin açıkladığına göre ise bunun sebebi "ailevi nedenler" idi.[22] Himmler'in yönetimi altında SS genişledi ve daha sağlam bir dayanak elde etti. Himmler SS'i bir elit tabaka, ideolojik güdümlü bir Nazi örgütü ve "Töton Şövalyeleri'nin, Cizvitler'in ve Japon samuraylarının bir birleşimi" olarak görüyordu.[23] Himmler'in nihai amacı, SS'i Almanya'nın en güçlü örgütü ve NSDAP'nin en nüfuzlu kolu haline getirmekti.[24] Liderliğinin ilk yılında, SS'i 3.000 üyeye genişletti.[23]

1929'da, SS-Hauptamt (TürkçeSS Baş Dairesi) genişletildi ve genel yönetim, personel, finans, güvenlik ve ırk konuları ile ilgilenen beş ana büroya bölünecek şekilde yeniden düzenlendi. Aynı zamanda, SS'in Gau'ları SS-Oberführerbereich Ost, SS-Oberführerbereich West ve SS-Oberführerbereich Süd olarak adlandırılacak üç SS-Oberführerbereiche bölgesine bölündü.[25] Örgütün daha düşük düzeyleri çoğunlukla değişimden uzak kaldı. Bu dönemde SS'in hâlâ SA'nın bir alt birimi olarak görülmesine ve Stabschef'in SS içerisinde yetkisinin olmasına rağmen, Himmler SS'in SA'dan tam bağımsızlığını kurmaya başladı.[26] SS; yarı-bağımsız ve parti içerisinde bir "ikinci devrim" talep etmeleri sebebiyle Hitler'in parti içindeki hegemonyasına bir tehdit olarak görülen SA'nın aksine Hitler'e olan özel sadakati sayesinde boyut ve güç olarak büyüdü.[27] 1933'ün sonuna doğru, SS'in üye sayısı 209.000'e ulaştı.[28] Himmler'in yönetimi altında SS, yetki alanına giderek daha fazla devlet ve parti görevi atandıkça daha fazla güç toplamaya devam etti. Zaman ilerledikçe, yasal normların yerini Führerprinzip kapsamında gerçekleştirilen eylemlerin aldığı ve Hitler'in isteklerinin kanunun üstünde sayıldığı, Nazi rejimi altındaki örgütlerin tipik yapısı gibi SS içerisinde de yetkisi olan tek kişi Hitler oldu.[29]

1934'ün ikinci yarısında, Himmler SS subayı adaylarının eğitim aldığı kurumlar olan SS-Junkerschule'nin kurulmasını denetledi. Kurumlarda verilen eğitim, SS değer sisteminin bir parçası olarak acımasızlığı ve sertliği vurguladı, bu öğrenciler arasında bir üstünlük duygusu geliştirmeye yardımcı oldu ve onlara özgüven verdi.[30] Kurumun ilk okulları Bad Tölz ve Braunschweig'de açıldı, daha sonra savaş sırasında buna Prag ve Klagenfurt'ta açılan okullar eklendi.[31]

İdeoloji

değiştir

SS, NSDAP içerisindeki elit tabaka olarak görülüyordu.[32] Örgütün Nazi Almanyası'nın ırksal politikasına uygun kalmasını sağlamak için, örgütün ilk kurulduğu zamanlarda bütün SS subayı adaylarının 1750'den, diğer rütbelerin adaylarının ise 1800'den beri soylarının Ari ırka mensup olduklarını kanıtlamaları gerekiyordu.[33] Savaş başladığında ve insanların soylarını doğrulaması zorlaştığında kriter değiştirildi ve Nürnberg Yasaları'nda belirtildiği gibi adayın büyükanne ve büyükbabasının Ari ırka mensup olduğunu kanıtlaması yeterli oldu.[34] Diğer şartlar, Führer'e tam itaat ve Alman devletine ve halkına bağlılıktı.[35] Himmler ayrıca görünüşe ve boya dayalı fiziksel kriterler oluşturmaya çalıştı, ancak bu kriterler sıkı bir şekilde uygulanmıyordu ve SS üyelerinin yarısından fazlası bu fiziksel kriterleri karşılamıyordu.[36] NSDAP doktrininin bir parçası olarak SS üyelerinin ortalama Alman ailesinden daha fazla çocuk üretmeleri beklendiğinden, SS üyelerine ortalama Almanlara göre daha yüksek maaşlar ve daha büyük evler gibi teşvikler sağlandı.[37]

 
Wewelsburg'daki mahzen, Himmler tarafından ölü SS üyeleri için bir anıt olarak yeniden düzenlendi.[38] Holokost'u anan sanat eserleri ise daha sonra duvarlara asıldı.

SS ideolojisine bağlılık; işe alım, üyelik süreci ve eğitim boyunca bütün SS üyelerine vurgulandı.[39] Nazi Almanyası'nın ırksal politikaları SS üyelerine aşılandı ve bu politikanın aşağı olarak gördüğü insanları Almanya'dan silmenin gerekli olduğu öğretildi.[40] Ezoterik ritüeller ve SS üyelerine kariyerlerinde attıkları önemli adımlar için ödüllerin, üniformaların ve nişanların verilmesi, SS üyelerini Nazi ideolojisinin içine daha da soktu.[41] Üyelerden Hristiyan inançlarını bırakmaları bekleniyordu ve Noel, Nazi ideolojisiyle iç içe yeni bir kutlama ile değiştirildi.[42] Kilise düğünlerinin yerini Himmler'in bulduğu pagan bir tören olan SS Ehewein aldı.[43] Bu aktiviteler ve törenler genellikle SS'e adanmış anıtların yakınında veya SS tarafından belirlenmiş özel yerlerde yapılıyordu.[44] 1933'te, Himmler Vestfalya'da tarihi bir kale olan Wewelsburg'u satın aldı. Himmler başlangıçta kaleyi bir SS eğitim merkezi olarak kullanmak istedi ancak daha sonra kale SS tarafından düzenlenen yemeklerde ve pagan ritüellerinde kullanıldı.[45]

1936'da, Himmler "Bir Anti-Bolşevist Mücadele Örgütü olarak SS" isimli bir broşürde şunları söyledi:[46]

Avrupa'nın kalbi Almanya'da, alt insanların Yahudi-Bolşevik devriminin bir daha asla içeriden veya temsilciler aracılığıyla dışarıdan yaşanmamasını sağlayacağız.

SS'in ideolojisi, askerî ve siyasi sorunlara çözüm olarak şiddetin ve terörün uygulanmasını içeriyordu.[47] SS, ölüm pahasına olsa bile verilen emirlere tam bağlılığa ve itaate önem verdi. Hitler bunu, kendisinin ve NSDAP'nin amaçlarına ulaşmak için güçlü bir araç olarak kullandı. Himmler'in bir seferinde söylediğine göre, bir SS üyesi herhangi bir Führer-Befehl'i (Führer emri) "bir an için bile tereddüt etmeden sorgusuz sualsiz" infaz ediyordu.[48] SS'in resmi sloganı "Meine Ehre heißt Treue" (TürkçeOnurum Sadakattir) idi.[49]

II. Dünya Savaşı'ndaki ırksal görevlerinin bir parçası olarak SS, işgal edilen bölgelerde Yahudiler'in diğer topluluklardan izole edilmesini ve mallarına el konulup köle olarak çalıştırıldıkları veya hemen öldürüldükleri toplama kamplarına ve gettolara sürgüne gönderilmelerini denetledi.[34] Hitler'in emrettiği Nihai Çözüm'ü uygulamak için seçilmiş olan SS, Holokost sırasında arasında yaklaşık 5,2 milyon[50] ila 6 milyon[3] Yahudi'nin ve 10,5 milyon Slav'ın da bulunduğu 20 milyon kişinin demositinden ve toplu katliamından sorumlu ana kurumdu.[50] Kurbanların önemli bir miktarı Çingeneler gibi diğer ırklara veya etnik gruplara mensup kişilerdi.[50] SS, zihinsel veya fiziksel engelliler, eşcinseller ve siyasi muhalifler de dahil olmak üzere ırk hijyenine ve Nazi ideolojisine tehdit olarak görülen diğer kişilerin öldürülmesine de dahil oldu. Sendika üyeleri, rejime karşı çıkan gruplarla (dini, politik, sosyal ve diğer) bağlantılı olduğu düşünülen kişiler ve NSDAP hükûmetinin hedefleriyle çelişen görüşleri olanlar SS tarafından toplandı ve bazı durumlarda öldürüldü.[51] Nürnberg Mahkemeleri'nde verilen kararlara ve o zamandan beri yürütülen birçok savaş suçu soruşturma ve yargılamasına göre, Nazi savaş suçlarının çoğundan SS sorumluydu. SS özellikle Holokost'ta rolü olan kurumlar ve diğer oluşumlar arasında rolü en büyük olandı.[52]

Savaş öncesi Almanya'sı

değiştir

30 Ocak 1933'te Hitler'in ve NSDAP'nin başa gelmesi ile birlikte SS bir devlet kuruluşu ve hükûmetin bir kolu olarak kabul edilmeye başlandı.[53] Kolluk kuvvetleri zamanla SS'in görev alanı içine girdi ve birçok SS birimi de facto devlet kurumu haline geldi.[54]

 
Reinhard Heydrich (sağda) Himmler'e yakındı ve 1942'deki suikastına kadar önde gelen bir SS figürüydü.

SS, Hitler'e karşı olan her türlü direnişi bastırmak için Himmler'in kontrolündeki gizli devlet polisi ve güvenlik güçlerini kullanarak Nazi Almanya'sında bir polis devleti kurdu.[55] 1933'te Prusya'nın Bakan Başkanı olan Hermann Göring Geheime Staatspolizei veya Gestapo olarak bilinen bir gizli polis teşkilatı kurdu ve başına Rudolf Diels'i atadı. Daha sonra 20 Nisan 1934'te, Diels'in Gestapo'yu SA'nın gücüne karşı koymak için kullanmak için yeterince sert olmadığını düşünen Göring, Diels'in yetkilerini aldı ve Himmler'e devretti.[56] Aynı tarihte, kolluk kuvvetlerinin bir eyalet meselesi olduğu ve her eyaletin kolluk kuvvetlerini kendileri yönettiği Alman usulü polislik sisteminin değişitirilmesi ile, Hitler Himmler'i Prusya dışındaki tüm Alman polisinin başına atadı. 22 Nisan 1934'te Himmler mentorü ve vekili Reinhard Heydrich'i Gestapo'nun başına geçirdi. Heydrich bunun yanında Sicherheitsdienst (SD) başı olarak görevine devam etti.[57]

Gestapo'nun yönetiminin Himmler'e verilmesi, SA liderliğinin çoğunun tutuklandığı ve ardından idam edildiği Uzun Bıçaklar Gecesi'nin başlangıcıydı.[58] İdamların ve cinayetlerin çoğu Gestapo ve SS tarafından gerçekleştirildi. 20 Temmuz 1934'te Hitler SS'i Uzun Bıçaklar Gecesi'nden sonra artık önemli bir güce sahip olmayan SA'dan ayırdı. SS, sadece Hitler'in üzerinde yetkiye sahip olduğu, NSDAP'nin seçkin bir birimi oldu. Eski rütbesi SS-Obergruppenführer olan Himmler'in Reichsführer-SS unvanı gerçek rütbesi (ordudaki Generalfeldmarschall rütbesine denk) haline geldi.[59] Himmler'in otoritesi arttıkça, rütbesi de yükseldi.[60]

17 Haziran 1936'da Almanya genelindeki tüm polis güçleri Himmler ve SS'nin yetkisi altında birleştirildi.[54] Böylece Himmler ve Heydrich ülke yönetiminde en çok güce sahip olan insanlardan ikisi oldu.[61] SS'in idari kontrolü altına getirilen polis ve istihbarat birimlerinin arasında SD, Gespato, Kriminalpolizei (Kripo) ve Ordnungspolizei'de (Orpo) bulunuyordu.[62] Himmler, polis şefi olarak resmi olarak İçişleri Bakanı Wilhelm Frick'in emri altındaydı. Uygulamada ise sadece Hitler'in SS üzerinde yetkisi olduğundan, SS ve polisin fiilen birleşmesi, polisi Frick'in kontrolünden bağımsız hâle getirdi.[53][63] Eylül 1939'da Sicherheitspolizei (SiPo) ve SD dahil güvenlik ve polis teşkilatları Heydrich başkanlığında Reichssicherheitshauptamt (RSHA) ile birleştirildi.[64] Bu SS'in kolektif otoritesini artırdı.[65]

Kristal Gece (9-10 Kasım 1938) sırasında, SS güvenlik güçleri Yahudilere karşı şiddeti el altından koordine etti. SS, Gestapo, SD, Kripo, SiPo ve düzenli polis; Yahudi sinagogları ve toplum merkezleri yıkılırken, Yahudilere ait işletmelerin ve konutların daha sonra ele geçirilebilmesi için bozulmadan kalmasını sağlamak için ellerinden geleni yaptılar.[66] Sonuç olarak binlerce Yahudi işletmesi, evi ve mezarlığı özellikle SA üyeleri tarafından tahrip edildi ve yağmalandı. Çoğunlukla kundaklama sebebiyle olmak üzere yaklaşık 500 ila 1.000 sinagog yok edildi.[67] 11 Kasım'da Heydrich ölü sayısını 36 olarak rapor etti fakat daha sonraki değerlendirmeler ölü sayısı hakkında 2.000'e kadar çıkan tahminler sundu.[68][69] Hitler'in emri ile 16 Kasım'a kadar 30.000 Yahudi tutuklandı ve toplama kamplarına gönderildi.[70] Sonraki aylarda bu Yahudilerin 2.500 kadarı öldü.[68] Bu olaydan sonra SS, "güvenlik, yeniden eğitim veya önleme" amacı ile dava olmadan ve yargısız tutuklanan siyasi ve dini muhaliflere yönelik devlet terörü kampanyasını büyük ölçüde başlattı.[71][72]

Eylül 1939'da her askerî bölgedeki kıdemli SS subayının aynı zamanda o bölgenin polis şefi olması ile SS'nin yetkisi daha da genişledi.[73] Bu SS ve polis liderlerinin çoğu SS-Gruppenführer ve üzeri rütbeye sahipti ve Himmler'in bölgelerindeki tüm SS meseleleri üzerinde sorumluluğu vardı. Görevleri, bölgenin nüfusunu ve bölgelerindeki SS faaliyetlerini denetlemekti.[74] Bir acil durum ilan ederek SS, SD, SiPo, SS-Totenkopfverbände (SS-TV) ve Orpo idari ofislerini atlayabilir ve böylece bu grupların doğrudan operasyonel kontrolünü elde edebilirdi.[75]

Hitler'in kişisel korumaları

değiştir
 
Leibstandarte SS Adolf Hitler'in Berlin'deki asker teftişi, 1938

SS boyut ve önem olarak büyüdükçe Hitler'in kişisel koruma kuvvetleri de büyüdü.[76] Üç ana SS grubunun hepsi Hitler'i koruma görevine sahipti. 1933'te kendisinin daha büyük kişisel koruma birimi, Almanya şansölyesini korumaya atanmış kişisel koruma birimi Ordu Şansölyelik Muhafızları'nın yerini alması için Berlin'e çağırıldı.[77] Bu yeni birim Josef Dietrich tarafından idare edildi ve önceden SS-Stabswache Berlin olan adı SS-Sonderkommando Berlin olarak değiştirildi. Kasım 1933'te, birimin adı yeniden değiştirildi ve Leibstandarte Adolf Hitler oldu. Nisan 1934'te Himmler birimin adını Leibstandarte SS Adolf Hitler (LSSAH) olarak düzenledi. LSSAH Hitler'in özel konutlarını ve ofislerini koruyarak hem Führer hem de ziyaretçileri için koruma sağladı.[78] LSSAH birlikleri ayrıca Reichskanzlei'nin girişlerinde nöbetçilik yaptı.[79] Özel etkinlikler, kutlamalar ve festivaller sırasında LSSAH birliklerinin sayısı geçici olarak arttırılıyordu.[80] Hitler'in Obersalzberg'daki dağ evi Berghof, büyük bir LSSAH birimi tarafından korundu ve bu birim evin etrafında sürekli devriye gezdikleri geniş bir güvenlik bölgesi kurdu.[81]

1941'den sonra Leibstandarte dört farklı varlık haline geldi; bunlar Hitler'in korunmasıyla bağlantısız olan ancak bir SS birimi olan Waffen-SS bölüğü, Ordu Şansölyelik Muhafızları, Obersalzberg'in korunmasına atanmış bir SS güvenlik alayı ve Hitler'i NSDAP'nin Münih'teki karargâhları olan Kahverengi Ev'i ve oradaki apartmanını ziyaret ettiğinde koruyan Münih merkezli bir koruma birimi idi.[13][82] Leibstandarte'nin yönetiminde sembolik olarak Himmler'in olmasına rağmen, aslında birimin komutanı Dietrich idi ve birimin günlük meseleleriye o ilgileniyordu.[83]

İki diğer SS birimi Hitler'in korumalarının iç halkasını oluşturuyordu. Şubat 1932'de kurulan SS-Begleitkommando des Führers, Hitler yolculuk yaparken onu korumakla görevlendirildi. Bu birim, Hitler'i 24 saat boyunca vardiyalı olarak koruyan sekiz kişiden oluşuyordu.[84] Daha sonra SS-Begleitkommando genişletildi ve Führerbegleitkommando (FBK) olarak bilinmeye başlandı. Birim ayrı bir komuta altında olmaya devam etti ve Hitler'in korunmasından sorumlu kaldı.[85] Mart 1933'te Himmler koruma birimi Führer Schutzkommando'yu (FSK) kurdu.[86] Birim aslında Hitler'i sadece Bavyera sınırları içerisinde iken korumakla görevliydi. 1934'ün başlarında birim Almanya çapında Hitler'in korunması görevini SS-Begleitkommando'dan devraldı.[87] Ağustos 1935'te FSK Reichssicherheitsdienst (RSD) olarak yeniden adlandırıldı.[88] RSD şefi Johann Rattenhuber çoğunlukla emirlerini direkt olarak Hitler'den aldı.[88] Mevcut FBK şefi ise yardımcısı olarak hareket etti. Hitler'in ikamet ettiği her yerde RSD ve FBK üyeleri de bulunurdu. RSD görevlileri Hitler'in ikamet ettiği yerin etrafında devriye gezerken FBK görevlileri içeride Hitler'e güvenlik koruması sağlardı. RSD ve FBK, Hitler'in gezileri ve halka açık etkinlikleri sırasında güvenlik ve kişisel korunma için birlikte çalıştılar, ancak iki ayrı grup halinde hareket ettiler ve ayrı araçlar kullandılar.[89] Mart 1938'e kadar her iki birim de SS'in o alanın standart gri üniformasını giyiyordu.[90] RSD üniformasının sol kolunun alt tarafında SD sembolü vardı.[91]

Toplama kamplarının kurulması

değiştir
 
Dachau toplama kampı'ndaki krematoryum, Mayıs 1945 (fotoğraf kampın özgürleştirilmesinden sonra çekildi)

SS Nazi Almanyası'nın toplama kampı sistemi ile yakından ilişkiliydi. 26 Haziran 1933'te Himmler SS-Oberführer Theodor Eicke'i ilk Nazi toplama kamplarından biri olan Dachau toplama kampı'nın komendantı olarak atadı.[92] Kamp çeşitli polis teşkilatları ve NSDAP tarafından siyasi tutukluları barındırmak için kurulan birçok küçük kampı birleştirmek için oluşturuldu.[93] Eicke'nin Dachau'da kurduğu yönetim yapısı, sonraki tüm toplama kampları için model hâline geldi.[94] 1934'ten sonra Eicke'ye SS-Totenkopfverbände (SS-TV) şefi rütbesi verildi.[95] "Azrail'in Baş Birimleri" olarak da bilinen SS-TV en başta her biri Almanya'nın en büyük toplama kamplarından birinde olan birkaç tabur olarak organize edildi. Kamplarda liderlik beş farklı bölüme ayrıldı; komutan ve yardımcısı, siyasi işler bölümü, ihtiyati tutuklama, yönetim ve sağlık personeli.[96] 1935'e gelindiğinde, Himmler kendisine ek kamplar kurmak ve işletmek için gereken finansmanı sağlaması için Hitler'in onayını aldı.[97] Eylül 1939'da savaş başladığında, çoğunluğu siyasi mahkûm olan 21.400 tutukluyu bulunduran 6 toplama kampı (Buchenwald, Dachau, Flossenbürg, Mauthausen, Ravensbrück ve Sachsenhausen[98]) vardı.[99] Savaşın sonuna kadar, farklı boyutlarde ve işlevlerde yüzlerce kamp açıldı ve bu kampların içinde çoğunlukla ırkları sebebiyle hedef alınmış 715.000 kişi bulunuyordu.[100][101] Felaket ne kadar kötü göründüyse yıkılma korkusu o kadar büyük oldu ve bu, SS'i baskı ve terörlerini yoğunlaştırmaya yöneltti; böylece toplama kamplarının nüfusu Nazi Almanyası'nın yaşadığı yenilgiler ile giderek arttı.[102]

II. Dünya Savaşı'nda SS

değiştir

II. Dünya Savaşı'nın başlaması ile SS üç ana birimden oluşan son hâlini aldı; bu birimler Allgemeine SS, SS-Totenkopfverbände ve 1934'te SS-Verfügungstruppe (SS-VT) olarak kurulan ancak daha sonra 1940'ta genişletilen ve yeniden adlandırılan Waffen-SS idi.[103][104] Waffen-SS zamanla Wehrmacht'ın yanında ikinci bir Alman ordusu hâline geldi ve Wehrmacht, özellikle Heer ile beraber hareket etti.[105] Ancak Waffen-SS asla bir "komuta bağımsızlığı" elde etmedi ve Wehrmacht için asla bir "ciddi tehdit" olmadı. Üyeleri Oberkommando der Wehrmacht rütbelerine asla katılamıyordu ve Waffen-SS ağır silahlar ve ekipmanlar için orduya bağımlıydı.[106] SS rütbelerinin çoğunlukla diğer Nazi askerî birimlerinde eşdeğerleri olmasına rağmen SS rütbe sistemi Wehrmacht branşlarının kullandığı rütbeleri ve terimleri kopyalamadı. Bunun yerine SS, SA ve I. Dünya Savaşı'ndan sonra Freikorps tarafından kullanılmış rütbeleri kullandı. Bu çoğunlukla SS'in Wehrmacht'tan farklı ve bağımsız olduğunu vurgulamak için yapıldı.[107]

Polonya Seferi

değiştir
 
SD ve polis tarafından tutuklanmış Polonyalı Yahudiler, Eylül 1939

Eylül 1939'da Polonya Seferi sırasında LSSAH and SS-VT ayrı piyade alayları olarak savaştı.[108] LSSAH sefer boyunca askerî gerekçesi olmadan köyleri ateşe vererek kötü bir şöhrete sahip oldu.[109] LSSAH üyeleri birçok kasabada sivil halka karşı katliamlar işledi; örneğin Błonie'de 50 Polonyalı Yahudi öldürüldü ve Złoczew'de arasında çocuklarında bulunduğu 200 sivil makineli tüfekler ile katledildi. Bolesławiec, Torzeniec, Goworowo, Mława ve Włocławek'de de silahlarla gerçekleştirilen sivil idamları gerçekleşti.[110] Wehrmacht'ın bazı kıdemli üyeleri SS birimlerinin savaşa katılmak için tamamen hazırlanmış olduğuna ikna olmamıştı. Birimlerin birlikleri gereksiz riskler alıyordu ve ordudan daha yüksek bir zayiat oranına sahipti.[111] Generaloberst Fedor von Bock SS hakkında eleştirisel davrandı; Nisan 1940'ta 3. SS Panzer Tümeni Totenkopf ziyaretinden sonra savaş eğitimlerini "yetersiz" bulduğunu söyledi.[112] Hitler, eleştirinin ordunun tipik "modası geçmiş şövalyelik anlayışı" olduğunu düşünüyordu.[113] SS, silahlı birimlerinin parça parça savaşmak zorunda kalarak engellendiğini ve ordu tarafından uygunsuz bir şekilde teçhiz edildiğini direterek kendini savundu.[111]

Seferden sonra, Hitler SS'i potansiyel olarak Alman işgaline bir direniş oluşturabilecek liderleri ortadan kaldırmak için Tannenberg Operasyonu ve AB-Aktion kod isimli imha faaliyetleri ile görevlendirdi. Cinayetler Einsatzgruppen tarafından yerel paramiliterlerin yardımı ile işlendi. Einsatzgruppen birimlerinin birlikleri, SS, SD ve polisten idi.[114] 1939'un sonuna kadar, arasında aktivistlerin, entelijansiyanın, akademisyenlerin, öğretmenlerin, aktörlerin, eski subayların ve diğerlerinin bulunduğu Yaklaşık 65.000 Polonyalı sivil öldürüldü.[115][116] Ordunun liderliği Einsatzgruppen tarafından gerçekleştirilen zulüm hakkında şikayetler sunduğunda Heydrich onları "Führer'in özel emrine uygun şekilde" davrandığı hakkında bildirdi.[117] Einsatzgruppen tarafından Yahudilerin ilk sistematik kurşuna dizilmesi 6 Eylül 1939'da Krakow'a gerçekleştirilen bir saldırı sırasında yaşandı.[118]

 
Einsatzgruppe Kórnik'de sivilleri kurşuna diziyor, 1939

Polonya'daki performanslarından memmun kalan Hitler, SS birimlerinin genişlemesine izin verdi ancak birimlerin ordunun operasyonel kontrolü altında kalması konusunda ısrar etti.[119] SS-Leibstandarte Hitler'in kişisel korumaları olarak hizmet eden bağımsız bir tümen olarak kalırken diğer alaylar (SS-Deutschland, SS-Germania, ve SS-Der Führer) SS-Verfügungs Tümeni'ni kurmak için birleştirildi.[111][120] Yeni bir SS tümeni 3. SS Panzer Tümeni Totenkopf, toplama kamplarını işleten SS-TV birliklerinden ve diğer bir yeni tümen 4. SS Tümeni Polizei polis gönüllülerinden oluşturuldu.[121][122] SS ayrıca aynı zamanda kendi silahlı birimlerinin silahlandırma, lojistik ve tedarik sistemleri üzerinde kontrol sağladı.[122] 26 Ekim 1939'da Hans Frank'ın Genel Vali olarak atanmasına kadar, SS, Gestapo ve SD Polonya'daki askerî yönetimin başındaydı.[123][124]

Fransa Muharebesi

değiştir

10 Mayıs 1940'ta, Hitler Fransa'ya ve Alçak Ülkeler'e karşı büyük bir askerî harekât olan Fransa Muharebesi'ni başlattı.[125] SS harekâtta yer alan 89 bölükten 2'sine ikmal sağladı.[126] LSSAH ve SS-TV'nin bazı unsurları Hollanda Muharebesi'ndeki kara harekâtına katıldı.[127] Eş zamanlı olarak paraşütçü birlikler ana Hollanda havaalanlarına, köprülerine ve demiryollarına, onları ele geçirmeleri için konuşlandırıldı. 5 günlük harekât sırasında LSSAH, Hollandalı askerlerle birkaç çatışmadan sonra Alman ordu birimleri ve paraşütçüleriyle bağlantı kurdu.

 
Himmler Metz'de 1. SS Panzer Tümeni Leibstandarte SS Adolf Hitler içindeki bir Sturmgeschütz III tankını teftiş ediyor, Eylül 1940

SS birlikleri Ardenler ve Maas Nehri'ne karşı yapılan askerî harekâtta yer almadı.[127] Bunun yerine, 3. SS Panzer Tümeni Totenkopf, Erwin Rommel komutasındaki 7. Panzer Tümeni'nin Manş Denizi yönündeki ilerleyişine destek olması için ordu rezervinden çağırıldı.[128] 21 Mayıs'ta İngilizler 7. Panzer Tümeni ve 3. SS Panzer Tümeni Totenkopf'un etrafından bir karşı saldırı başlattı. Almanlar daha sonra İngiliz ve Fransız birliklerini Dunkerque'de büyük bir boşlukta tuzağa düşürdü.[129] 27 Mayıs'ta, 3. SS Panzer Tümeni Totenkopf, 97 İngiliz savaş tutsağının teslim olmalarından sonra üzerlerine makineli tüfek ile ateş açıldığı ve hayatta kalanların süngülenerek öldürüldüğü Le Paradis Katliamı'nı işledi. 2 kişi katliamdan sağ çıktı.[130] 28 Mayıs'a kadar, 1. SS Panzer Tümeni Leibstandarte SS Adolf Hitler Dunkirk'ten 16 kilometre uzakta olan Wormhout'u ele geçirdi. Orada, tümenin birlikleri Wormhoudt Katliamı'nı işleyerek 80 İngiliz ve Fransız asker teslimiyetlerinden sonra öldürdü.[131] Tarihçi Charles Sydnor'a göre harekât sırasında 3. SS Panzer Tümeni Totenkopf tarafından gerçekleştirilen "saldırıdaki fanatik pervasızlık, düşman saldırılarına karşı gerçekleştirilen intihar savunması ve hayal kırıklığına uğramış hedefler sonucunda işlenmiş vahşi zulümler" SS birliklerinin genelinde yaygındı.[132]

Harekâtın sonuna doğru, Hitler 1. SS Panzer Tümeni Leibstandarte SS Adolf Hitler'in performansından duyduğu memmuniyeti "Bundan böyle, her Alman saldırısına öncülük etmek benim adımı taşıyan sizler için bir onurdur." diyerek ifade etti.[133] SS-VT, Temmuz 1940'ta Hitler'in yaptığı bir konuşma ile genişletildi ve Waffen-SS olarak yeniden adlandırıldı.[104] Hitler daha sonra rütbeleri genişletmek için, Himmler'in dediğine göre "ilgili gövdede olduğu düşünülen kişilerin" askere alınmasına izin verdi.[134] Danimarkalılar, Hollandalılar, Norveçliler, İsveçliler ve Finler Alman komutanların altında Waffen-SS içinde savaşmak için gönüllü oldular.[135] Daha sonra yeni tümen 5. SS Panzer Tümeni Wiking'i oluşturmak için bir araya getirildiler.[134] Ocak 1941'de SS-Verfügungs Tümeni, SS-Reich Motorlu Tümeni olarak yeniden adlandırıldı ve 1942'de bir Panzergrenadier tümeni olarak yeniden düzenlendiğinde tümenin adı 2. SS Panzer Tümeni Das Reich olarak değiştirildi.[136]

Balkanlar'da savaş

değiştir

Nisan 1941'de Alman ordusu Yugoslavya'yı ve Yunanistan'ı işgal etti. İşgal sırasında LSSAH ve 2. SS Panzer Tümeni Das Reich farklı panzer kolordularına bağlandı. Fritz Klingenberg, 2. SS Panzer Tümeni Das Reich'de bir bölük komutanı askerlerini Yugoslavya boyunca, küçük bir grup Yugoslavya askerinin 13 Nisan'da şehrin teslimiyetini kabul ettiği başkent Belgrad'a yönlendirdi. Birkaç gün sonra, Yugoslavya teslim oldu.[137][138] SS polis birimleri derhal rehineler almaya ve yaygınlaşan bir uygulama olan, işgal sırasındaki Yugoslavya direnişi için misillemeler yapmaya başladılar. Bazı durumlarda, Wehrmacht'ta bu uygulamalara katıldı.[139] Polonya'ya benzer olarak Balkanlar'da da Nazilerin savaş taktikleri sert bir işgal ve ırkçı toplu katliamlar ile sonuçlandı. Sırbistan, Estonya'dan sonra Judenfrei ilan edilen ikinci ülke oldu.[140]

Yunanistan'da Wehrmacht ve Waffen-SS, İngiliz Yurt Dışı Sefer Kuvveti (BEF) ve Yunan Ordusu'ndan direniş ile karşılaştı.[141] Savaş, yoğun bir şekilde savunulan dar geçitlere sahip dağlık araziler ile şiddetlendi. LSSAH Alman harekâtının ön planındaydı.[142] BEF deniz yoluyla Girit'e tahliye edildi, ama Mayıs'ın sonlarına doğru Almanlar adaya varınca yeniden tahliye edilmek zorunda kaldı.[143] Yugoslavya'da olduğu gibi, Nazilerin derhal kendilerine karşı çeşitli tedbirler alması ile Alman işgali Yahudileri tehlikeye attı.[144] Başlangıçta gettolarda hapsedilen Yahudilerin çoğu Mart 1943'te vardıklarında gaz odalarında öldürüldükleri Auschwitz toplama kampına götürüldü. Yunanistan'ın 80.000 Yahudisinin sadece yüzde 20'si savaştan sağ çıktı.[145]

Doğu'daki savaş

değiştir

22 Haziran 1941'de Hitler, Sovyetler Birliği'nin işgali olan Barbarossa Harekâtı'nı başlattı.[146] Genişleyen savaş ve işgal altındaki bölgeleri kontrol etme gerekliliği, Himmler'in SS'in polis ve askerî organlarına takviye sağlaması için gerekli koşulları sağladı.[147] Doğu'daki geniş bölgelerin hızlı bir şekilde işgal edilmesi, değişen güvenlik sorunlarına uyum sağlamaya çalışan SS polis teşkilatları üzerinde önemli bir baskı oluşturdu.[148]

 
3. Waffen-SS Panzer Tümeni Totenkopf Sovyetler Birliği'nde, 1941

SS-TV'nin fazlalık toplama kampı muhafızlarından oluşan 1. ve 2. SS Piyade Tugayları ve SS Süvari Tugayı, ilerleyen Alman ordularının arkasında Sovyetler Birliği içine doğru hareket etti. Bu tugaylar başlangıçta Sovyet partizanları ile savaştılar, ama 1941'in sonbaharında anti-partizan etkinlikler yapma görevini başka birimlere bırakıp aktif olarak Holokost'ta yer aldılar. Einsatzgruppen'e görevinde yardımcı olurken Yahudilerin Sovyetler Birliği'nden temizlenmesinde yer alan idam mangaları kurdular.[149][150]

31 Temmuz 1941'de Göring, Heydrich'e, Alman kontrolündeki Sovyet topraklarında Yahudilere karşı soykırımın gerçekleştirilmesi için çeşitli hükûmet departmanlarının idari liderlerinin işbirliğini sağlamak için yazılı izin verdi.[151] Gestapo halihazırda Batı'da sürgünler düzenlemeye hazır olduğundan ve Einsatzgruppen Doğu'da kapsamlı katliam operasyonları yürütüyor olduğundan Heydrich, bu imha işlemlerinin gerçekleştirilmesinde önemli bir yere sahipti.[152] 20 Ocak 1941'de, Heydrich planın uygulanmasını tartışmak için Wannsee Konferansı'nı düzenledi.[153]

1942'de ve 1941'de Sovyetler Birliği'ndeki muharebeler sırasında Waffen-SS büyük zayiatlar verdi. LSSAH and 2. SS Panzer Tümeni Das Reich çatışmalar ve hastalıklar sonucu askerlerinin yarısını kaybetti.[154] Yeni üyelere ihtiyaç duyan Himmler, orijinal SS ırk kriterlerini karşılamayan askerleri kabul etmeye başladı.[155] 1942'nin başlarında 1. SS Panzer Tümeni Leibstandarte SS Adolf Hitler, 2. SS Panzer Tümeni Das Reich ve 3. SS Panzer Tümeni Totenkopf onarım ve tamirat için Batı'ya çekildi ve Panzergrenadier bölüklerine dönüştürüldü.[156] Panzer kolorduları 1943'te Sovyetler Birliği'ne geri döndü ve Şubat ve Mart'ta Üçüncü Harkov Muharebesi'nde yer aldı.[157]

Holokost

değiştir
 
Çocuğunu korumaya çalışan Yahudi kadını vuran Einsatzgruppen mensubu, 1942

SS, Doğu Cephesi'nde sivillerin ve savaş esirlerinin toplu katliamı ile en aşırı haliyle sergilenen bir şiddet kültürü üzerine kuruldu.[158] Kripo, Orpo ve Waffen-SS personelinin katılımları ile büyüyen Einsatzgruppen, toplam 3.000 birliğe ulaştı.[159] Einsatzgruppen A, B ve C; Kuzey, Merkez ve Güney Ordu Grubu'na bağlıydı, Einsatzgruppe D ise 11. Ordu içine atandı.[160] Tarihçi Richard Rhodes'un dediğine göre Einsatzgruppen, "ahlak sınırlarının dışında", kendi sağduyularına bağlı olarak herhangi birini öldürme yetkisine sahip "yargıç, jüri ve infazcı" idiler.[161] Barbarossa Harekâtı'ndan sonra bu Einsatzgruppen birimleri, Wehrmacht'ın yardımını alarak Orpo ve Waffen-SS ile beraber işgal altındaki doğu Polonya ve Sovyetler Birliği topraklarının Yahudi nüfusunu toplu şekilde öldürmeye başladı.[161][162][163] Einsatzgruppen faaliyetlerinin en yoğun hâli, 1941 ve 1942'de Ukrayna ve Rusya'da görüldü.[164] İşgalden önce Sovyetler Birliği içerisinde 5 milyon kayıtlı Yahudi vardı ve bunların 3 milyonu Almanlar tarafından işgal edilecek topraklarda yaşıyordu. Savaşın sonuna kadar, Alman işgali altındaki topraklarda yaşayan Yahudilerin 2 milyonu öldürüldü.[165]

Einsatzgruppen'in imha faaliyetleri başlamadan önce genellikle uygulanan standart bir prosedür vardı; imhaya başlayacak Einsatzgruppen biriminin şefi, kendisini yaklaşan imha hakkında bilgilendirmek için en yakındaki Wehrmacht biriminin komutanı ile iletişim kuruyordu, bunun yapılma sebebi infaz bölgelerine erişimi koordine ve kontrol edebilmekti.[166] Başlangıçta kurbanlar vurularak idam ediliyordu, ancak bu yöntemin bu ölçekte bir operasyon için pratik olmadığı görüldü.[167] Ağustos 1941'de Minsk'te 100 Yahudi'nin vurulmasını gözlemledikten sonra Himmler, bunun gibi yöntemlerin SS birliklerinin akıl sağlığı üzerindeki etkisi hakkındaki endişesini belirtti. Bunun üzerine Himmler, alternatif öldürme yöntemlerinin bulunması gerektiğine karar verdi ve bu da gaz vagonlarının kullanılmasına yol açtı.[168][169] Ancak gaz vagonları, cesetleri vagondan çıkarmak ve gömmek zorlu bir görev olduğu için birlikler arasında sevilen bir yöntem değildi. SS birliklerini travmalardan korumak için genellikle mahkûmlar ve yardımcı personel bu görevi yapmakla görevlendirilirdi.[170]

Anti-partizan operasyonlar

değiştir

Ordunun Sovyet partizanları ile başa çıkmakta zorlanması üzerine Temmuz 1942'de Hitler, anti-partizan operasyonlar düzenleme görevini polise devretti. Bu, meseleyi Himmler'in yetki alanı içine soktu.[171][172] 8 Temmuz 1941'de Hitler tüm Yahudilerin partizan olarak görülmesini emrettiği için, "anti-partizan operasyonlar" terimi direnişçilere karşı savaşmak için kullanılması ile birlikte Yahudilerin öldürülmesi için örtmece bir terim olarak da kullanılıyordu.[173][174] Temmuz 1942'de "partizan" teriminin artık kullanılmamasını ve Nazi işgaline direnen kişilerden bahsedilirken "haydut" denilmesini emretti.[175]

Himmler, SS ve SD'nin yeni anti-partizan taktikler geliştirmesi için işe koyuldu ve bir propaganda kampanyası başlattı.[176] Haziran 1943'te Himmler Bandenbekämpfung emri verdi ve aynı zamanda, Erich von dem Bach-Zelewski komutası altında Bandenkampfverbände'nin (TürkçeHaydutlarla mücâdele birimleri) kuruluşunu duyurdu. Özellikle SS polisi ve Waffen-SS'ten birlik istihdam eden Bandenkampfverbände'nin dört ana operasyonel bileşeni vardı; propaganda, güvenlik operasyonlarının merkezi kontrolü ve koordinasyonu, askerlerin eğitimi ve askerî operasyonlar.[177] Wehrmacht bir bölgenin işgalini gerçekleştirdiğinde, Bandenkampfverbände ilk olarak iletişim tesisleri, yollar, demiryolları ve su yollarının kontrolünü sağlardı. Daha sonra, kırsal topluluklar ile fabrikalar ve idari binalar gibi ekonomik tesislerin kontrolü sağlanırdı. Diğer bir öncelik ise tarım ve ormancılık kaynaklarını kontrol altına almaktı. SS, stratejik operasyonlar için kritik olduğu düşünülen hasadın toplanmasını denetledi.[178] Bölgede görülen bütün Yahudiler toplatılır ve öldürülürdü. Komünistler ve Asya kökenli insanlar, Sovyet ajanları oldukları varsayımı altında öldürüldüler.[179]

İmha kampları

değiştir
 
Zakarpatya Oblastı'ndan Auschwitz toplama kampı'na giden Yahudiler, 1944

Savaşın başlaması ile Himmler, Almanya ve Alman işgali altındaki Avrupa'da SS faaliyetlerini yoğunlaştırdı. Giderek artan sayıdaki Alman ve Yahudi, siyasi olarak şüpheli sayıldıkları için tutuklanıyordu.[180] Nazi yönetimi daha baskıcı hâle geldikçe, toplama kampı sistemi boyut, ölümcüllük ve SS ekonomik hedeflere de yoğunlaştığı için kapsam olarak büyüdü.[181]

Toplu öldürmelerin yoğunlaşması, 1941'in sonlarında SS'in toplu katliamlarda Einsatzgruppen'in kullanımının yerini alacak sabit gaz tesislerinin inşasına başladığında gerçekleşti.[182][183] Bu yeni imha kamplarında kurbanlar, otomobil motorlarından çıkan karbon monoksit gazı kullanılarak öldürüldü.[184] Gizliliğe yemin etmiş Totenkopfverbände subayları tarafından yürütülen Reinhardt Operasyonu boyunca[185] üç imha kampı inşa edildi: Mart 1942'de Belzec, Mayıs 1942'de Sobibor ve Temmuz 1942'de Treblinka.[186] 1942'nin başlarında Himmler'in emriyle Auschwitz, kurbanların Zyklon B kullanılarak öldürüldüğü gaz odalarının eklenmesini içerecek şekilde büyük ölçüde genişletildi.[187][188]

İdari nedenlerle tüm toplama kampı muhafızları ve idari personeli 1942'de Waffen-SS'nin tam üyeleri oldu. Toplama kampları, Oswald Pohl yönetimindeki SS-Wirtschafts-Verwaltungshauptamt'ın (WVHA) komutası altına getirildi.[189] Richard Glücks 1942'de WVHA altında "D ofisi" olacak olan Toplama Kampları Müfettişi olarak hizmet verdi.[190][191] Askerî durum kötüleştikçe sömürü ve imha, dengeleyici bir eylem haline geldi. Savaş ekonomisinin özellikle vasıflı işçiler için olan işgücü ihtiyacı, bazı Yahudilerin soykırımdan kurtulduğu anlamına geliyordu.[192] 30 Ekim 1942'de, Almanya'daki şiddetli işgücü kıtlıkları nedeniyle Himmler, Nazi işgali altındaki Sovyet topraklarında çok sayıda sağlıklı insanın esir alınıp zorla çalıştırılmak üzere Almanya'ya gönderilmesini emretti.[193]

1944'e gelindiğinde SS-TV, Almanya ve Avusturya'daki, işgal altındaki ve Polonya'daki toplama kamplarının yönetimi olarak üç bölüm halinde düzenlenmişti. 1944'te, kısmen insan gücü ihtiyaçlarına dayalı olarak ancak aynı zamanda yaralı Waffen-SS üyelerine daha kolay görevler sağlamak için SS üyelerini kampların içine ve dışına rotasyonlu olarak çalıştırmak standart bir uygulama haline geldi.[194] Bu uygulama, neredeyse tüm SS personelinin toplama kamplarında neler olup bittiğini bildiği anlamına geliyordu ve bu da, tüm örgütün savaş suçları ve insanlığa karşı suçlardan sorumlu olduğu anlamına geliyordu.[195]

İş imparatorluğu

değiştir

1934'te, Himmler SS'in ilk iş girişimi olan, propaganda materyalleri ve SS eğitim kılavuzları yayınlayan bir yayınevi Nordland-Verlag'ı kurdu. Himmler daha sonra, SS hatıra ürünleri üretmeye başlayacak olan Allach Porselen'i satın aldı.[196] İşgücü kıtlığı ve finansal kazanç isteği nedeniyle SS, toplama kampı mahkûmlarını köle işçi olarak sömürmeye başladı.[197] SS firmalarının çoğu, Himmler onları Pohl'un yönettiği Verwaltung und Wirtschaftshauptamt Hauptamt (VuWHA) yönetimi altına getirene kadar para kaybetmeye devam etti.[191] Bundan sonra bile, SS görevlileri işletme yeteneklerine göre seçilmemesi ve işçilerin açlık çekmesi nedeniyle işletmelerin çoğu kötü yönetiliyordu ve iyi geçinemiyordu.[198] Temmuz 1940'ta Pohl, tüm SS ticaret işletmelerinin yönetimini üstlenen bir şirket olan Deutsche Wirtschaftsbetriebe'yi (DWB) kurdu.[199] Sonunda SS, işletmeleri için yaklaşık 200 holding şirketi kurdu.[200]

 
İşgücü ile imha. Mauthausen-Gusen toplama kampı'nda mahkûmlar "Ölüm Merdivenleri" basamaklarında ağır kayaları taşımak zorunda bırakıldılar.

Mayıs 1941'de VuWHA, SS ticari girişimlerini gelişen toplama kampı sistemiyle entegre etmek için Deutsche Ausrüstungswerke GmbH'yi kurdu.[201] Daha sonra 1941'de Himmler dört yeni büyük toplama kampı kurdu: Auschwitz, Groß-Rosen, Natzweiler-Struthof ve Neuengamme. Her birinin yakınında, mahkûmların zorla çalıştırıldıkları en az bir fabrika veya taş ocağı vardı.[202] Himmler Auschwitz III-Monowitz'de bir sentetik kauçuk IG Farben için işçi sağlamaya özel bir ilgi gösteriyordu.[203] Tesis 1945'te Sovyet birlikleri tarafından işgal edildiğinde üretime başlamak için neredeyse hazırdı.[204] Monowitz'deki mahkûmların ortalama yaşam süresi yaklaşık üç aydı.[205] Bu, mahkûmlar yetersiz beslendiğinden ve kötü yaşam koşulları altında yaşadığından toplama kampları için sıradandı. İşgücü ile imha politikası altında, mahkûmların iş yükleri kasıtlı olarak imkansız dereceye yükseltildi.[206]

1942'de Himmler, Pohl'un sorumlu olduğu ofislerin hepsini Wirtschafts- und Verwaltungshauptamt'i (WVHA) kurmak için birleştirdi.[189] Tüm toplama kampı sistemi, WVHA'nın yetkisi altına alındı.[190] SS, Südetler'de bir maden suyu üreticisi olan Sudetenquell GmbH'ın sahibiydi. 1944'te, SS Almanya'daki maden suyu üreticilerinin yüzde 75'ini satın almıştı ve bir tekel elde etmeyi planlıyordu.[207] Birçok toplama kampı, SS'in sahibi olduğu Deutsche Erd- und Steinwerke için taş, tuğla ve çimento gibi yapı malzemeleri üretiyordu.[208] İşgal altındaki doğu topraklarında hâlâ ayakta olan 300 tuğla fabrikasının hepsini kontrolü altına alarak SS, tuğla üretiminde bir tekel elde etti.[207] DWB ayrıca Ost-Deutsche Baustoffwerke (Doğu Almanya Bina İkmal İşleri; GmbH veya ODBS) ve Deutsche Edelmöbel'i de (Alman Noble Mobilyaları) kurdu. Bu şirketler, SS'nin Yahudilerden ve Polonyalılardan el koyduğu fabrikaları işletti.[209]

SS'in deney çiftlikleri, fırınları, et paketleme fabrikaları, deri işleri, giyim ve üniforma fabrikaları ve küçük silah fabrikaları vardı.[210][211] WVHA'nın yönetimi altında SS, kamp mahkûmlarının işgücünü çeşitli fabrikalara mahkûm başına günlük üç ila altı Reichsmark'a satıyordu.[212] SS; toplama kampı mahkûmlarının mallarına el koydu ve bunları sattı, yatırım portföylerine ve nakitlerine el koydu ve keçe yapmak için saçlarını satarak veya dolgularından altın elde etmek için dişlerini eriterek ölü bedenlerinden kazanç sağladı.[213] Yalnızca Reinhard Operasyonu'nun kurbanlarından (Auschwitz dahil değil) yağmalanan varlıkların toplam değeri Odilo Globocnik tarafından 178.745.960.59 Reichsmark olarak kaydedildi. Ele geçirilen ve çalınan malların arasında 843.802.75 Reichsmark değerindeki 2.909.68 kilogram altının yanı sıra 18.733.69 kilogram gümüş, 1.514 kilogram platinyum, 249.771.50 Amerikan doları, 130 elmas tek taş, 2.511.87 kırat pırlanta, 13.458.62 kırat elmas ve 114 kilogram inci de bulunmaktaydı.[214] Nazi kanunlarına göre Yahudi malları devlete aitti, ancak birçok SS kamp kumandanı ve nöbetçisi elmas ve döviz gibi malları kişisel kazançları için çaldı ve el koyulan gıda maddeleri ve likörleri kara borsada satmak için aldı.[215]

Askerî geri çekilmeler

değiştir

5 Temmuz 1943'te, Almanlar Kursk'taki çıkıntıyı kaldırmak için tasarlanmış bir askerî harekât olan Kursk Muharebesi'ni başlattı.[216] Bu zamana kadar Waffen-SS 12 tümene genişletilmişti ve bu tümenlerin çoğu muharebede yer aldı.[217] Sert Sovyet direnişi nedeniyle Hitler saldırıyı 12 Temmuz akşamı durdurdu. 17 Temmuz'da harekâtı iptal etti ve geri çekilme emri verdi.[218] Bundan sonra, Kızıl Ordu Batı Rusya'yı yeniden ele geçirmek için askerî harekâtlara başlarken Almanlar savunmaya çekilmeye zorlandı.[219] Kursk Muharebesi sırasında Waffen-SS ve Wehrmacht'ın uğradığı kayıplar, Müttefiklerin İtalya'ya saldırmasıyla hemen hemen aynı anda meydana geldi ve Almanya için iki cepheli bir savaş başlattı.[220]

Normandiya çıkarması

değiştir
 
Hint Waffen-SS birlikleri Atlantik Duvarı'nda, Bordeaux'da nöbet tutuyor, 21 Mart 1944

1942'de Saint-Nazaire ve Dieppe'ye yapılan baskınlardan sonra alarma geçen Hitler, İspanya'dan Norveç'e bütün Atlantik kıyısı boyunca beklenen bir Müttefik çıkarmasına karşı korunmak için Atlantik Duvarı adını verdiği surların inşasını emretti.[221] Kıyı boyunca stratejik noktalarda beton siperler inşa edildi ve çıkarma gemisinin yaklaşmasını geciktirmek ve tankların hareketini engellemek için sahillere tahta kazıklar, metal tripodlar, mayınlar ve büyük tanksavar engelleri yerleştirildi.[222] Bir takım sabit piyade tümenine ek olarak, on bir panzer ve Panzergrenadier tümeni de kıyı yakınlarda konuşlandırıldı.[223][224] Bu tümenlerin dördü Waffen-SS tümenleriydi.[225] 2. SS Panzer Tümeni Das Reich Güney Fransa'da bulunuyordu, LSSAH Sovyetler Birliği'yle savaştıktan sonra Belçika'da onarımdaydı ve içinde 17 ile 18 yaşındaki Hitler Gençliği üyelerini barındıran ve savaş gazileri ve deneyimli astsubaylar tarafından desteklenen yeni kurulmuş panzer tümeni 12. SS Panzer Tümeni Hitlerjugend Paris'in batısında konuşlanmıştı.[226] 12. SS Panzer Tümeni Hitlerjugend'in kurulması, Hitler'in özellikle sorgusuz sualsiz itaat edecek daha fazla askere olan çaresiz ihtiyacının bir göstergesiydi.[227]

Normandiya Çıkarması 6 Haziran 1944'te başladı. Edgar Feuchtinger'in yönettiği, Caen yakınında konuşlanmış 21. Panzer Tümeni sahillerin yakınındaki tek panzer tümeniydi. Tümenin içinde 146 tank, 50 taarruz topu ve piyade ve topçu desteği bulunuyordu.[228] 02.00'de, 716. Sabit Piyade Tümeni komutanı Wilhelm Richter 21. Panzer Tümeni'nin karşı saldırıya geçmek için hazırlanmasını emretti. Ancak, tümen zırhlı rezervin bir parçası olduğu için Feuchtinger, tümenini göreve sokmadan önce OKW'den izin almak zorunda kaldı.[229] Feuchtinger yaklaşık 09.00'a kadar emir almadı, ancak bu arada kendi inisiyatifiyle Orne'nin doğusundaki İngiliz kuvvetleriyle savaşmak için içinde tankların bulunduğu bir savaş grubu oluşturdu.[230] 12. SS Panzer Tümeni Hitlerjugend, birimlerinin savunma pozisyonlarını alması ile 6 Haziran günü öğleden sonra konuşlanmaya başladı. Tümen ayrıca Haziran ve Ağustos 1944 arasında Caen Muharebesi'nde de yer aldı.[231] 7-8 ve 17 Haziran'da, 12. SS Panzer Tümeni Hitlerjugend mensupları Ardenne Manastırı Katliamı'nda 20 Kanadalı savaş esirini vurarak öldürdü.[232]

Müttefikler Fransa toprakları üzerinde ilerlemeye devam etti ve 4 Ağustos'ta Hitler Vire'den Avranches'a doğru bir karşı saldırı olan Lüttich Harekâtı'nın başlatılmasını emretti.[233] Harekâtta; SS-Oberstgruppenführer Paul Hausser komutasındaki 17. SS Panzergrenadier Tümeni Götz von Berlichingen içindeki unsurlar ve piyadeler tarafından desteklenen LSSAH, 2. SS Panzer Tümeni Das Reich, 2. Panzer Tümeni ve 116. Panzer Tümeni yer aldı. Bu kuvvetler Mortain yakınlarında bir saldırı düzenledi ve Avranches üzerinden batıya, Atlantik kıyısına doğru yol aldı. Müttefikler bu saldırı için hazırdı ve Alman kuvvetlerine yaptıkları hava saldırısı Almanlar için yıkıcı oldu.[234] 21 Ağustos'ta, arasında LSSAH'nin çoğunun bulunduğu 50.000 asker Falaise Cebi'nde Müttefikler tarafından kuşatıldı.[235] LSSAH'den geriye kalanlar onarım için Almanya'ya geri çekildi.[236] 25 Ağustos'ta Paris özgürleştirildi ve Ağustos'un sonuna doğru son Alman kuvvetleri Sen Nehri üzerinden geri çekildi, Overlord Harekâtı böylece son buldu.[237]

Almanya Muharebesi

değiştir

Yaz çatışmalarından sağ çıkan Waffen-SS birimleri onarım için ön cepheden çekildi. Bu birimlerden ikisi, 9. SS ve 10. SS Panzer Tümenleri ise onarımlarını Eylül 1944'ün başında Arnhem, Hollanda'da yaptı. Tesadüfen Müttefikler, 17 Eylül'de aynı bölgede Ren'in kontrolünü ele geçirmek için tasarlanmış birleşik bir hava ve kara harekâtı olan Market Garden Harekâtı'nı başlattı.[238] 9. ve 10. SS Panzer Tümenleri saldırıyı püskürten birimler arasındaydı.[239]

 
Alman piyadeleri Ardenler'de yaya olarak hareket ediyor, Aralık 1944

Aralık 1944'te Hitler, bölgedeki Müttefik ordularını kuşatırken Anvers'e girmek amacıyla Ardenler üzerinden Müttefik ilerlemesine karşı önemli bir karşı saldırı olan Ardenler Taarruzu'nu başlattı.[240] Saldırı, 16 Aralık'ta şafak sökmeden kısa bir süre önce topçu ateşi ile başladı. Saldırının öncüsü, büyük ölçüde Waffen-SS tümenlerinden oluşan iki panzer ordusuydu.[241] Alman ordusu, kış havasında Ardenler'in ormanlarında ve tepelerinde ilerlemeyi zor buldu, ancak başlangıçta bölgenin kuzey tarafında iyi ilerleme kaydetti. Kısa süre sonra, Alman ilerleyişi ABD 2. ve 99. Piyade Tümenlerinin güçlü direnişiyle karşılaştı. 23 Aralık'ta hava, Müttefik hava kuvvetlerinin Alman kuvvetlerine ve ikmal hatlarına saldırmasına ve Almanlar için bir yakıt sıkıntısına neden olmasına yetecek kadar iyileşti. Giderek kötüleşen koşullar altında Alman ilerleyişi yavaşlatıldı ve durduruldu.[242] Hitler'in başarısız harekâtı, geriye kalan yeri doldurulamaz insan gücü ve materyal rezervlerinin çoğu[243] ile birlikte 700 tank ve batıdaki Alman kuvvetlerinin çoğuna mâl oldu.[244]

Harekât sırasında, SS-Obersturmbannführer Joachim Peiper gerisinde bir yıkım bıraktı, bu yıkımın arasında Malmédy Katliamı'nda Amerikan savaş esirlerinin ve silahsız Belçikalı sivillerin toplu katliamı da vardı.[245] Kampfgruppe Peiper 'in bir parçası olup ele geçirilen SS askerleri, savaştan sonra Malmédy'deki ve diğer bölgelerdeki birkaç diğer katliam için Malmédy Katliamı davası'nda yargılandı. Katliamın sorumlularından çoğuna asılarak idam cezası verildi ancak cezaları haffiletildi. Peiper katliamlardaki rolü yüzünden 11 yıl boyunca hapsedildi.[246]

 
Ardenler Taarruzu sırasında Malmédy Katliamı'nda Joachim Peiper komutasındaki SS kuvvetleri tarafından öldürülmüş Amerikan savaş esirleri, Aralık 1944

Doğu'da, 12 Ocak 1945'te Kızıl Ordu harekâtına kaldığı yerden devam etti. Doğu Cephesi'ndeki Alman kuvvetlerinin sayısı, Sovyetler Birliği ile karşılaştırıldığında uçaklarda yirmi kat, piyadelerde on bir kat ve tanklarda yedi kat daha azdı.[247] Ayın sonuna doğru Kızıl Ordu, Berlin'in önündeki son coğrafi engel olan Oder Nehri boyunca köprübaşları kurdu.[248] Batılı Müttefikler de ilerleyişlerine devam ettiler, ancak bu ilerleyiş Kızıl Ordu'nunki kadar hızlı değildi.[249] Panzer Kolorduları, 17-24 Şubat'ta Hron Nehri'nde başarılı bir savunma gerçekleştirerek Müttefiklerin Viyana'ya doğru ilerlemesini durdurdu.[250] 1. ve 2. SS Panzer Kolordusu Avusturya'ya doğru yol aldı, ancak zarar görmüş demiryolları onları yavaşlattı.[251]

13 Şubat'ta Budapeşte düştü.[252] Hitler, Dietrich komutasındaki 6. SS Panzer Ordusu'nun stratejik açıdan Doğu Cephesi'nin en değerli yakıt rezervi olarak gördüğü Nagykanizsa'daki petrol sahalarını ve rafinelerini korumak için Macaristan'a doğru harekete geçmesini emretti.[250][253] Doğu'daki son Alman askerî harekâtı olan Frühlingserwachsen (Balaton Gölü Harekâtı) Mart ayının başlarında gerçekleşti. 6. SS Panzer Ordusu Budapeşte'ye doğru kuzeye ve 2'nci Panzer Ordusu doğuya ve güneye doğru ilerlerken, Alman kuvvetleri Balaton Gölü yakınlarında saldırıya geçti.[254] Dietrich'in kuvvetleri başlangıçta iyi bir ilerleme kaydetti ama Tuna'ya yaklaştıkça çamurlu arazi ve güçlü Sovyet direnişi ilerlemelerini durdurdu.[255] 16 Mart'ta harekât yenilgiyle sonuçlandı.[256] Yenilgi üzerine öfkelenen Hitler, harekâtta yer almış Waffen-SS birimlerinin bir utanç işareti olarak kol ağzı unvanlarını çıkarmalarını emretti. Dietrich emri yerine getirmeyi reddetti.[257]

Bu zamana kadar, hem Doğu hem de Batı Cephesinde toplama ve imha kampları Müttefik askerleri tarafından ele geçirilirdiği için SS'nin faaliyetleri Müttefikler için ortaya çıkıyor ve netleşiyordu.[258] Nazi kamplarındaki insan hakları ihlallerinin kanıtları ile karşı karşıya kalan Müttefik birlikleri, kanıtlara karşı şüphe ve Nazilere karşı nefret ile doldu.[259]

9 Nisan 1945'te Kızıl Ordu Königsberg'e girdi ve 13 Nisan'da Dietrich'in kuvvetleri Viyana'dan atıldı.[260] Berlin Muharebesi 16 Nisan'da saat 03.30'da büyük bir topçu ateşi ile başladı.[261] Hafta içinde çatışmalar şehir içine taşındı. Berlin'i savunan birçok birim arasında Fransız, Leton ve İskandinav Waffen-SS birlikleri de vardı.[262][263] Artık Reichskanzlei'nin altında Führerbunker'de yaşayan Hitler, hâlâ geriye kalan SS askerlerinin başkenti kurtarabileceğini umuyordu. Durumun umutsuzluğuna rağmen, şehirde devriye gezen SS üyeleri korkaklık veya yenilgiyi kabul etme olarak gördükleri eylemler nedeniyle askerleri ve sivilleri vurarak veya asarak öldürmeye devam etti.[264] Berlin garnizonu, Hitler'in intiharından 2 gün sonra 2 Mayıs'ta teslim oldu.[261] SS üyeleri Kızıl Ordu'dan çok az merhamet bekledikleri için, Sovyetler yerine Batılı Müttefiklere teslim olmak için batıya doğru gitmeye çalıştılar.[265]

SS birimleri ve dalları

değiştir

Reichssicherheitshauptamt

değiştir

27 Eylül 1939'da yeni kurulmuş Reichssicherheitshauptamt şefi olana kadar Heydrich, Chef der Sicherheitspolizei und des SD (TürkçeGüvenlik Polisi ve SD Şefi) unvanını elinde tuttu.[64][266] O günden itibaren RSHA, SS güvenlik hizmetlerinden sorumlu oldu. RSHA komutası altında SD, Kripo ve Gestapo'nun yanı sıra finans, idare ve tedarikle ilgilenen birkaç diğer ofis vardı.[64] Bu sırada, Gestapo tarafından düzenlenen operasyonların şefi olan Heinrich Müller Gestapo şefi olarak atandı.[267] Arthur Nebe Kripo şefiydi ve iki SD kolu Otto Ohlendorf ve Walter Schellenberg gibi bir dizi SS subayı tarafından komuta ediliyordu. SD, SS'in elit tabakası olarak görülüyordu; üyeleri Allgemeine SS üyelerinden daha iyi eğitiliyor ve çoğunlukla daha istekli oluyorlardı.[47] SD üyeleri özellikle kriminoloji, istihbarat ve karşı istihbarat alanlarında eğitildiler. Bununla birlikte, acımasızlık ve Nazi ideolojisine olan sarsılmaz bağlılık ile biliniyorlardı.[268]

Heydrich, 27 Mayıs 1942'de Prag'da, Anthropoid Operasyonu sırasında kendisini öldürmek için sürgündeki Çekoslovakya hükûmeti tarafından gönderilmiş İngiliz eğitimli Çek ve Slovak askerlerden oluşan bir takım tarafından saldırıya uğradı. Bir hafta sonra yaralarından dolayı öldü.[269] Misilleme olarak; Lidice köyünün (Naziler tarafından Heydrich'in suikastçılarının barındığı düşünülen yer) tüm erkek sakinlerinin arasında bulunduğu 10.000 kadar Çek tutuklandı, bunların 1.300'ü vuruldu ve köy yerle bir edildi.[270] Himmler, 30 Ocak 1943'te Heydrich'in eski rütbeleri ve yetkileri Ernst Kaltenbrunner tarafından devralınana kadar RSHA'yı tek başına yönetti.[271]

SS-Sonderkommandos

değiştir

1938'den itibaren ve II. Dünya Savaşı boyunca, SS ofislerinin ve birimlerinin, büyük ölçekli toplu katliam operasyonlarının da arasında bulunduğu özel görevleri yerine getirmek için SS-Sonderkommandos olarak bilinen daha küçük alt birimler oluşturabileceği bir prosedür yürürlükteydi. SS-Sonderkommandos'ların kullanımı yaygındı. Eski SS-Sturmbannführer Wilhelm Höttl'e göre, SS liderliği bile kaç tane SS-Sonderkommandos'un özellikle Doğu Cephesi'nde farklı görevler için kurulduğunu, dağıtıldığını ve reforme edildiğini bilmiyordu.[272]

SS-Sturmbannführer Herbert Lange tarafından komuta edilen bir SS-Sonderkommando birimi, Danzig Serbest Şehri'ndeki Tiegenhof Psikiyatri Hastanesi'nde 1.021,[273] Owińska'da 1.100, Kościan'da 2.750 ve Działdowo'da 1.588 psikiyatri hastasını; ve gaz vagonları ile gaz sığnaklarının geliştirildiği Fort VII'de yüzlerce Polonyalı'yı öldürdü.[274][275] 1941 ve 1942 yılları arasında SS-Sonderkommando Lange, 152.000 Yahudi'nin gaz vagonlarında öldürüldüğü ilk imha kampını Chełmno'da kurdu ve yönetti.[276]

Şubat 1943'teki Stalingrad Muharebesi'nden sonra Almanya'nın savaşı kaybedeceğini fark eden Himmler, SS-Standartenführer Paul Blobel komutasındaki özel birim Sonderkommando 1005'in kurulmasını emretti. Birimin görevi, soykırımı örtbas etmek amacıyla Doğu Cephesi'ndeki toplu mezarlardaki cesetleri çıkarmak ve yakmaktı. Birim savaşın sonuna kadar görevini bitiremedi ve günümüzde birçok toplu mezar hâlâ işaretlenmemiş ve kazılmamış durumda.[277]

Eichmann Sonderkommando, Adolf Eichmann tarafından komuta edilen ve Nazilerin Macaristan'ı işgal ettiği gün olan 19 Mart 1944'te Budapeşte'ye giden bir özel birimdi. Görevleri, Macar Yahudilerinin Auschwitz'e sürülmesinde doğrudan rol almaktı. SS-Sonderkommandos, Macar jandarması içindeki antisemitist unsurlardan ve Macaristan İçişleri Bakanlığı'ndaki Alman yanlısı yöneticilerden yardım aldı.[278] Toplamalar 16 Nisan'da başladı ve 14 Mayıs'tan itibaren, her gün içlerinde 3.000 Yahudi bulunduran 4 tren Auschwitz'e gitmek için Macaristan'dan ayrılıyor ve gaz odalarından birkaç yüz metre ötede sona eren yeni inşa edilmiş bir şube hattına ulaşıyordu.[279][280] Her trendeki kişilerin  ila 25'i köle işçiler olarak seçiliyor ve diğerleri varıştan saatler sonrasına kadar öldürülüyorlardı.[279][281] Uluslararası baskı altında olan Macar hükûmeti 6 Temmuz 1944'te sürgünleri durdurdu; bu zamana kadar Macaristan'ın 725.000 Yahudisinden 437.000'i öldü.[279][282]

Einsatzgruppen

değiştir
 
Zboriv'de bir erkek çocuğa kendisi vurulmadan önce öldürülmüş ailesi gösteriliyor, 1941.

Einsatzgruppen'in kökenleri, Mart 1938'de Avusturya'daki Anschluss'un ardından Heydrich tarafından geçici olarak oluşturulan Einsatzkommando'ya dayanıyordu.[283] Ekim 1938'de Südetler'e iki Einsatzgruppen birimi konuşlandırıldı. Münih Antlaşması nedeniyle askerî harekâtın gerekli olmadığı anlaşılınca, Einsatzgruppen hükûmet evraklarına ve polis belgelerine el koymakla görevlendirildi. Hükûmet binalarına güvenlik sağladılar, kıdemli devlet memurlarını sorguladılar ve 10.000 kadar Çek komünisti ve Alman vatandaşını tutukladılar.[283][284] Einsatzgruppen ayrıca Wehrmacht birliklerini takip etti ve potansiyel partizanları öldürdü.[285] 1939'da Çekoslovakya'nın işgali için de benzer birimler kullanıldı.[286]

Hitler, Yahudilerin planlanan imhası görevinin orduya verilemeyecek kadar zor ve önemli olduğunu düşünüyordu.[287] 1941'de Einsatzgruppen, Yahudilerin, Çingenelerin ve komünistlerin büyük ölçekli soykırımını başlatmak için Sovyetler Birliği'ne gönderildi.[288] Tarihçi Raul Hilberg'e göre, Einsatzgruppen ve ilişkili kurumlar tarafından 1941 ve 1945 yılları arasında 1,3 milyon Yahudi'nin de arasında bulunduğu 2 milyon kişi öldürüldü.[289] Einsatzgruppen tarafından gerçekleştirilen en büyük toplu kurşuna dizme, 29-30 Eylül 1941'de 33.771 Yahudi'nin tek bir olayda öldürüldüğü Kiev'in dışındaki Babi Yar'da gerçekleşti.[290] Kasım ve Aralık 1941 arasındaki Rumbula Katliamı'nda, Riga Gettosu'nun 25.000 kurbanı öldürüldü.[291] 1942'nin başlarında Harkiv'deki başka bir toplu kurşuna dizme, 10.000'den fazla Yahudi'nin hayatına mâl oldu.[292]

Son Einsatzgruppen birimi Almanya'nın her iki cephede de geri çekilmesi ve sonuç olarak imha faaliyetlerine devam edememesi nedeniyle 1944'ün ortalarında dağıtıldı, ama bazı birimler 1945'e kadar kağıt üzerinde var olmaya devam etti. Eski Einsatzgruppen üyelerine ise birimlerinin dağıtılmasından sonra Waffen-SS'de veya toplama kamplarında görevler verildi. Yirmi dört Einsatzgruppen komutanı savaştan sonra savaş suçları ile yargılandı.[293]

Hauptamt SS-Gericht

değiştir

Hauptamt SS-Gericht (TürkçeSS Mahkeme Baş Dairesi), SS ve polisin soruşturmaları, yargılamaları ve ceza infazını yürüten bir iç hukuk sistemiydi. Berlin ve Münih'teki ana bürolarında çalışanların arasında 600'den fazla avukat vardı. Duruşmalar, Almanya genelindeki 38 bölgesel SS mahkemesinde yürütülüyordu. SS personelini yargılamaya yetkili olan makamdı, ancak bu söz konusu SS üyesi standart bir askeri mahkeme tarafından yargılandığı için Wehrmacht'ta aktif olarak görev yapan SS üyelerini kapsamıyordu. Hauptamt SS-Gericht'in oluşturulması SS'i yazal olarak sivillerin erişemeyeceği bir noktaya yerleştirdi. Himmler davalara sıklıkla kişisel olarak uygun gördüğü mahkûmiyetlerin ve cezaların verilmesini sağlamak için müdahale etti.[294] Tarihçi Karl Dietrich Bracher bu mahkeme sistemini, nesnel yasal prosedürleri ortadan kaldırarak vatandaşları "SS terörünün yerinde adaletine" karşı savunmasız bıraktığı için totaliter Nazi polis devletinin yaratılmasında bir faktör olarak tanımlıyor.[295]

SS Süvarileri

değiştir

1933'te Hitler'in gücü ele geçirmesinden sonra kısa süre içerisinde ülkedeki binicilik derneklerinin çoğu SS ve SA tarafından devralındı.[296] Bu derneklerin üyeleri, Reiter-SS'de (SS Süvari Birlikleri) hizmet etmek için savaş eğitimi aldı.[297] Eylül 1939'da ilk SS süvari alayı kuruldu ve SS-Totenkopf Reitstandarte 1 olarak adlandırıldı. O zamanlar SS-Standartenführer Hermann Fegelein tarafından komuta edilen birim Polonya'da göreve atandı ve burada Polonya entelijansiyasının imhasında yer aldı.[298][299] Mayıs 1940 boyunca toplam on dört yeni süvari bölüğü oluşturuldu.[300]

Birim Aralık 1939'da Fegelein'in ikisinin de komutasında olduğu iki alaya bölündü. Mart 1941'e gelindiğinde birimin gücü 3.500 adama ulaşmıştı.[301][302] Temmuz 1941'de, Yahudileri ve partizanları toplayıp imha etmekle görevlendirildikleri Pripiatsümpfe kod adlı cezalandırma operasyonuna atandılar.[303] Operasyon başladıktan on iki gün sonra 31 Temmuz'da iki alay SS-Kavallerie-Brigade içine birleştirildi.[304] Fegelein 18 Eylül 1941'de verdiği son raporda biriminin toplamda 14.178 Yahudi'yi, 1.001 partizanı ve 699 Kızıl Ordu askerini öldürüp 830 mahkûmu hapsettiklerini belirtti.[305][306] Tarihçi Henning Pieper ise öldürülen Yahudilerin gerçek sayısının 23.700 olduğunu tahmin eder.[307] SS-Kavallerie-Brigade, Kasım 1941'de Moskova Muharebesi'nde bazı bölüklerinde `'a varan zayiatlar ile ciddi kayıplar aldı.[308] Fegelein 20 Nisan 1943'te 8. SS Süvari Tümeni Florian Geyer komutanı olarak atandı. Bu tümen, Sovyetler Birliği'nde partizanlara ve sivillere karşı yapılan saldırılarda yer aldı.[309][310] SS Süvari birimleri ayrıca Hırvatistan ve Macaristan'da da görev yaptı.[311]

SS Tıbbi Birimleri

değiştir
 
Auschwitz Albümünden, Mayıs 1944: Macaristan'dan Alman işgali altındaki Polonya'daki Auschwitz II'ye getirilen Aşkenazi Yahudileri. Çoğu, gaz odalarına gitmek için "seçildi" (Judenramp).[312]

SS Tıbbi Birimleri başlangıçta Sanitätsstaffel ("Sıhhi birimler") olarak biliniyordu. 1931'den sonra SS, SS Tıbbi Birimleri için karargâh olarak Amt V genel merkez ofisini kurdu. Waffen-SS hekimlerini eğitmek için 1938'de Berlin'de bir SS tıp akademisi kuruldu.[313] SS tıbbi personeli çoğunlukla gerçek tıbbi bakım sağlamadı; birincil sorumlulukları tıbbileştirilmiş soykırımdı.[314] Auschwitz'de neredeyse tüm çocuklar, küçük çocuklu kadınlar ve tüm yaşlılar dahil yeni gelenlerin yaklaşık dörtte üçü SS doktorları tarafından yapılan kısa ve yüzeysel muayenelerde tam formda olmadıkları belirlendiği için varıştan saatler sonra öldürüldü.[315] SS doktorları, Desinfektoren ("Mikrop öldürücü") unvanı altında, mevcut mahkûmları çalışmaya uygunlukları konusunda ayırdılar ve uygun görmediklerinin idamlarını denetlediler. Kötüleşen sağlık durumundaki mahkûmlar, iki haftadan daha kısa bir sürede iyileşip iyileşemeyeceklerine karar veren SS doktorları tarafından muayene ediliyordu. Bu zaman diliminde iyileşemeyecek kadar hasta veya yaralı olanlar öldürülüyordu.[316]

Auschwitz'te, kurbanların gaz ile öldürülmesi her zaman SS tarafından, denetleyici SS doktorunun emriyle gerçekleştirildi.[317][318] SS doktorlarının çoğu ayrıca kamptaki mahkûmlar üzerinde insanlık dışı tıbbi deneyler yaptı.[319] En ünlü SS doktorlarından biri olan Josef Mengele, Eduard Wirths komutasındaki kamp tıbbi birlikleri için sağlık memuru olarak Auschwitz'de görev yaptı.[320] Mengele, deneyleri için denek bulmak için kendisine izin verilmediği zamanlarda bile mahkûmlar arasından seçimler yaptı.[321] Denekleri olarak özellikle ikiz setlerini bulmaya özellikle meraklıydı.[322] Denek seçimini üstlenmeyi en stresli ve korkunç görevlerden biri olarak gören çoğu doktorların aksine, Mengele bu görevi üstlendiğinde gösterişli bir havayla, sık sık gülümseyerek veya bir melodiyle ıslık çalarak gerçekleştirirdi.[323][324] Savaştan sonra birçok SS doktoru insanlık dışı tıbbi deneyleri ve gaz odası seçimlerinde oynadıkları rol nedeniyle savaş suçları ile yargılandı.[325]

Avusturya SS'i

değiştir
 
Kaltenbrunner, Himmler ve August Eigruber ve diğer SS görevlileri Mauthausen toplama kampını ziyaret ederken, 1941

"Avusturya SS'i" terimi genellikle Avusturya'daki SS üyelerini tanımlamak için kullanılıyordu, ancak hiçbir zaman SS'nin resmi bir birimi olmadı. Diğer ülkelerden gelen SS üyelerinin Germanic-SS veya Waffen-SS Yabancı Lejyonları gibi kendilerine özel birimleri varken Avusturyalı SS üyeleri normal SS personelinden ayrı değillerdi. Almanya'da SS'in komutası altındalardı, ancak çoğu zaman Avusturya'yı ilgilendiren konularda bağımsız hareket ediyorlardı. Avusturya SS'i 1930'da kuruldu ve 1934'ten beri Mart 1938'de meydana gelen Anschluss'un yaşanmasını sağlamak için Almanya ile beraber hareket ediyordu. İlk Avusturya SS'i liderleri Kaltenbrunner ve Arthur Seyss-Inquart idi.[326] Avusturyalı SS üyeleri SS'in her kolunda ve biriminde görev aldı. Nazi Almanyası'nın nüfusunun %8'i ve tüm SS üyelerinin 'ü Avusturyalıydı, bununla birlikte SS yönetiminin @'ı ve imha kamplarındaki nöbetçilerin u'i Avusturyalılardan oluşuyordu.[327]

Anschluss'dan sonra, Avusturya SS'i SS-Oberabschnitt Donau adı altında yeniden düzenlendirildi. Üçüncü SS-Verfügungstruppe alayı ve 3. SS Panzer Tümeni Totenkopf kısa süre sonra Avusturya'da eğitilmeye başladı. Heydrich'in emirleri üzerine Anschluss'tan hemen sonra Reich'in potansiyel düşmanlarının toplu tutuklamaları başladı.[328] Mauthausen, Anschluss sonrasında Avusturya'da açılan ilk toplama kampıydı.[329] Sovyetler Birliği'nin işgalinden önce, Mauthausen Nazi Almanyası içindeki en zorlu kamplardan biriydi.[330]

Viyana'daki Metropole Otel, Nisan 1938'deki Gestapo'nun Viyana karargâhı olmak üzere yeniden düzenlendi. �'i eski Avusturyalı polis memurları olan 900 kişilik bir personel kadrosu ile, Berlin dışındaki en büyük Gestapo ofisiydi. Yaklaşık 50.000 kişi orada sorguya çekildi ve işkenceye maruz kaldı.[331] Viyana'da Gestapo, aynı zamanda Viyana Yahudi Göç Merkezi Ajansı şefi olan Franz Josef Huber tarafından komuta ediliyordu. Gestapo'nun Avusturya şefleri de facto olarak Adolf Eichmann ve daha sonra Alois Brunner olsa da, Avusturya Yahudilerinin toplu sürgünü Huber tarafından yönetiliyordu.[332]

Diğer SS Birimleri

değiştir

Ahnenerbe

değiştir

Ahnenerbe (TürkçeIrksal Miras Araştırma ve Eğitim Cemiyeti) 1935'te Himmler tarafından kuruldu ve 1939'da SS'in bir parçası oldu.[333] Ahnenerbe, Alman ırk kimliğini ve eski Cermen geleneklerini ile dillerini incelemekle görevli elliden fazla örgütün ve kuruluşun çatı ajansıydı.[333][334] Ajans Almanya, İskandinavya, Orta Doğu, Tibet ve diğer yerlerde Aryan köklerinin, etkisinin ve üstünlüğünün kanıtlarını aramak için yapılan arkeolojik aramalara sponsor oldu.[335] Planlanmış diğer bütün aramalar, savaşın başlaması ile süresiz olarak ertelendi.[336]

SS-Frauenkorps

değiştir

SS-Frauenkorps, kadın gönüllülerden oluşan SS-Helferinnenkorps'u (TürkçeKadın Yardımcı Kolordu) da içeren yardımcı bir rapor ve büro birimiydi.[337] Üyeleri, idari ve tedarik personeli olarak görevlendiriliyordu ve kadın toplama kamplarında komuta pozisyonlarında veya nöbetçi olarak çalıştı.[338][339] Kadın toplama ve imha kampı muhafızları SS'nin sivil çalışanları iken, Obernai'daki Reichsschule für SS-Helferinnen'de eğitimi tamamlayan SS-Helferinnen'ler, Waffen-SS'in bir parçasıydı.[340] SS'deki erkek muadilleri gibi kadınlar da Yahudilere, Polonyalılara ve diğer kurbanlara karşı işlenen suçlarda yer aldı.[341]

1942'de Himmler, daha çok erkeğin serbest kalıp çatışmada yer alabilmesi için Obernai'da kadınları ordu iletişimi konularında çalışmak için eğitecek olan Reichsschule für SS Helferinnen'i (TürkçeSS yardımcıları için Reich okulu) kurdu. Himmler bunu yaparken ayrıca Nazi ideolojisine göre seçilip eğitildikleri için çatışmada görevlendirilmiş tüm kadın sivil çalışanları SS-Helferinnen üyeleri olarak yeninden görevlendirmeyi amaçladı.[342][343] Okul 22 Kasım 1944'te Müttefik ilerlemesi nedeniyle kapatıldı.[344]

SS-Mannschaften

değiştir

SS-Mannschaften (TürkçeSS Yedekleri) normal SS üyeleriyle bir olarak görülmüyordu; ancak NSDAP, SA, Volkssturm ve Alman ordusunun diğer kollarından toplama kamplarında ve imha kamplarında hizmet vermeleri için askere alınıyorlardı.[345]

Yabancı lejyonlar ve gönüllüler

değiştir

1940'tan itibaren Himmler, Almanya vatandaşı olmayan etnik Almanları Waffen-SS için kabul etmeye başladı.[346] Mart 1941'de SS-Hauptamt, Nazi işgali altındaki Avrupa'da Waffen-SS işe alma ofisleri kurmak için Germanische Leitstelle'yi kurdu.[347] Ortaya çıkan yabancı Waffen-SS birimlerinin çoğu, kendine özgü bir ulusal yaka yaması taktı ve SS rütbe unvanlarından önce SS yerine Waffen ön ekini kullandı. İskandinav ülkelerinden gönüllüler, SS-Wiking ve SS-Nordland olmak üzere iki tümenin saflarını doldurdu.[348] Önemli sayılarda Almanca konuşan İsviçreli, SS için gönüllü oldu.[349] Belçikalı Flamanlar, Hollandalılar ile birlikte SS-Nederland lejyonunu oluşturdu[350] ve onların Valonyalı yurttaşları SS-Wallonien'e katıldı.[351] 1943'ün sonuna doğru SS'in çeyreği Avrupa'nın dört bir yanından etnik Almanlardan oluşuyordu[352] ve Haziran 1944'te Waffen-SS'in yarısı yabancı uyrukluydu.[353]

 
Kudüs başmüftüsü Emin el-Hüseynî Doğu Cephesi'ne doğru yola çıkmalarından önce Boşnak SS gönüllülerini selamlıyor, 1943

Ukraynalılar, Kosovalı Arnavutlar, Sırplar, Hırvatlar, Türkî halklar, Kafkasyalılar, Kozaklar ve Tatarlardan ek Waffen-SS birimleri oluşturuldu. Stalin altında zulme maruz kalan Ukraynalılar ve Tatarların SS'e katılma sebepleri muhtemelen SS ile ideolojik fikir birliğinden ziyade Sovyet hükûmetine olan karşıtlıktı.[354] Sürgündeki Kudüs başmüftüsü Emin el-Hüseynî Mayıs 1943'te Himmler tarafından SS-Gruppenführer yapıldı.[355] Bunun üzerine Hüseynî, Boşnaklardan oluşan bir Waffen-SS tümeni olan 13. SS Waffen Dağ Tümeni Handschar'ı toplamak için antisemitizmi ve Sırp karşıtlığını kullandı.[356] II. Dünya Savaşı'nın başında bir yıl süren Sovyetler Birliği'nin Baltık devletlerini işgalinin bir sonucu olarak, Letonya ve Estonya'dan birçok gönüllü Waffen-SS birimlerine kaydoldu. 1942'in sonuna doğru Eston Lejyonu'nda eğitilmekte olan 1.280 gönüllü vardı.[357] Eston Lejyonu'nda toplam yaklaşık 25.000 kişi görev yaptı ve bunların binlercesi polis taburlarında ve sınır muhafızı birimlerinde çalıştı.[358] Estonların çoğu başlıca bağımsızlıklarını geri almak için savaşıyordu ve 15.000 kadarı Almanlarla beraber savaşırken öldü.[359] 1944'ün başlarında Himmler, Pohl'a SS birliklerine takviye yapmak için toplama kamplarındaki Müslüman mahkûmların salınmasını önerdi.[360]

Hint Lejyonu, Ağustos 1942'de çoğunlukla Kuzey Afrika Cephesi'nde Almanlar tarafından yakalanan ve İngiliz yönetiminden hoşnut olmayan Britanya Hindistanı Ordusu askerleri oluşan bir Wehrmacht birimiydi. Ağustos 1944'te Indische Freiwilligen-Legion der Waffen-SS adı altında Waffen-SS'in himayesine devredildi.[361] SS içerisindeki bir diğer yabancı birim, Bolşevizme Karşı Fransız Gönüllüler Lejyonu ve 36. SS Waffen Grenadier Tümeni Dirlewanger'daki Fransızlardan oluşan bir Fransız tümeni olan 33. SS Waffen Grenadier Tümeni Charlemagne'dı.[362]

Rütbeler ve üniformalar

değiştir

SS kendisini diğer örgütlerden ayırmak için kendi sembolizmini, ritüellerini, adetlerini, rütbelerini ve üniformalarını tasarladı. 1929'dan önce SS, siyah bir kravat ve üzerinde Topenkopf (TürkçeKurukafa) bulunan siyah bir şapka eklentisi dışında SA ile aynı kahverengi üniformayı kullandı, 1932'de ise tamamen siyah bir üniformaya geçiş yaptı.[14][363] 1935'te SS çatışma birimleri, günlük kullanım için gri bir savaş üniforması kullanmaya başladı. SS ayrıca, önlükler ve kamuflaj desenleriyle basılmış kask kapakları içeren kendi saha üniformasını da geliştirdi.[364] Üniformalar yüzlerce lisanslı fabrikada üretiliyordu ve bazı işçiler zorla çalıştırılan savaş esirleriydi. Üniformaların birçoğu toplama kamplarında üretildi.[365]

Hitler ve NSDAP üniformaların ve nişanların kamuoyu üzerindeki etkisinin gücünün farkındaydı.[366] SS'nin stilize şimşek logosu 1932'de kullanılmaya başlandı. Logo, Guido von List tarafından 1906'da oluşturulan 18 Armanen runesinden oluşan bir çift rune idi. Güneşi simgeleyen eski Sowilō runesine benziyordu, ancak List'in ikonografisinde rune "Sig" (zafer) olarak yeniden adlandırıldı.[366] Üniformalardaki Totenkopf, erlerin ölümüne savaşma isteğini sembolize ediyordu ve ayrıca düşman askerlerini korkutması için kullanılıyordu.[367]

SS üyelik sayısı tahminleri (1925-45)

değiştir

1933'ten itibaren SS içerisinde bir kariyer Almanya'nın sosyal elit tabakasına giderek daha cazip gelmeye başladı ve bunun sonucu olarak çoğunlukla siyasi oportünizm ile motive edilen yüksek sayılarda kişi SS'e katılmaya başladı. 1938'de SS liderliğinin üçte biri üst-orta sınıftan oluşuyordu. 1942'deki ilk Sovyet karşı saldırısından sonra bu eğilim tersine döndü.[368]

Yıl Üye sayısı Reichsführer-SS
1925 &0000000000000200.000000200[9] Julius Schreck[369]
1926 &0000000000000200.000000200[370] Joseph Berchtold[371]
1927 &0000000000000200.000000200[370] Erhard Heiden[370]
1928 &0000000000000280.000000280[372] Erhard Heiden[370]
1929 &0000000000000001.0000001,000[373] Heinrich Himmler[374]
1930-33 &0000000000000052.00000052,000[9] (Sürü psikolojisi)[375] Heinrich Himmler[374] (Nazi Almanyası'nın kurulması)[376]
1934-39 &0000000000000240.000000240,000[377] Heinrich Himmler[374]
1940-44 &0000000000000800.000000800,000[378] Heinrich Himmler[374]
1944-45 Bilinmiyor Heinrich Himmler[374] ve Karl Hanke[379]

SS ofisleri

değiştir

1942'ye gelindiğinde, SS'nin tüm faaliyetleri on iki ana ofis aracılığıyla yönetiliyordu.[380][381]

Savaş sonrası aktiviteler ve sonrası

değiştir
 
Leton Lejyonerleri Anma Günü, 16 Mart 2008

Nazi Almanyası'nın yenilgisinden sonra SS'in varlığına son verildi.[382] Birçoğu hala Nazi ideolojisini destekleyen çok sayıda SS üyesi, Almanya'da ve Avrupa'da serbest kaldı.[383] 21 Mayıs 1945'te İngilizler, kılık değiştirmiş ve sahte bir pasaport kullanan Himmler'i ele geçirdi. Lüneburg yakınlarındaki bir toplama kampında, Himmler bir siyanür kapsülünü ısırarak intihar etti.[384] SS'nin diğer birkaç önde gelen üyesi kaçmayı başardı, ancak bazıları da hızlıca yakalandı. RSHA şefi ve Himmler'in intiharından sonra hayatta kalan en kıdemli SS görevlisi Kaltenbrunner, Alpler'de yakalandı ve tutuklandı.[385] Kendisi 1945-46'da Nürnberg Uluslararası Askerî Ceza Mahkemesi'nde yargılanan 24 sanık arasında yer aldı.[386]

Bazı SS görevlileri, özgürleştirilmiş mahkûmlar ve Müttefik askerlerinin elinde yerinde infaz, işkence ve dayaklara maruz kaldı.[387][388] Nisan 1945'te Dachau toplama kampı'na giren ve kamp içindeki vahşeti gören 157. Alay'ın Amerikan askerleri, kamptaki hayatta kalan bazı SS muhafızlarını vurarak öldürdüler.[389] 15 Nisan 1945'te İngilizler Bergen-Belsen toplama kampı'na girdiler; ve hayatta kalan SS muhafızlarına açlık tayınları uyguladılar, aralıksız çalıştırdılar, kalan cesetlerle uğraşmaya zorladılar ve çalışma hızlarını yavaşlatanları süngülerle bıçakladılar veya tüfek dipçikleriyle vurdular.[390] ABD Ordusu Karşı İstihbarat Birliği'nin bazı üyeleri, yakalanan SS kamp muhafızlarını yerinde infaza maruz kalacakları mülteci kamplarına teslim ettiler.[391]

Nürnberg Uluslararası Askerî Ceza Mahkemesi

değiştir
 
16 Ekim 1946'da asılarak idam edilmesinden sonra Ernst Kaltenbrunner

Müttefikler yakalanan Nazilere karşı yasal işlemler başlatmak için 1945'te Nürnberg'de Uluslararası Askerî Ceza Mahkemesi'ni kurdular.[392] Hermann Göring, Albert Speer, Joachim von Ribbentrop, Alfred Rosenberg, Hans Frank ve Kaltenbrunner'in de aralarında bulunduğu 24 önde gelen Naziye karşı ilk savaş suçu mahkemesi Kasım 1945'te gerçekleşti. Verilen iddianamede 4 farklı suçla suçlandılar: komplo, barışa karşı savaş yürütme, savaş suçları ve insanlığa karşı suçlar.[392] İnsanlığa karşı suçlar ile suçla bulunan ve 16 Ekim 1946'da idam edilen Kaltenbrunner'in de arasında bulunduğu 12 kişi ölüm cezası aldı.[393] Kaltenbrunner ve diğerlerinin adına ifade veren eski Auschwitz komutanı Rudolf Höß, 1947'de yargılandı ve idam edildi.[394]

Bunları diğer SS tutuklamaları ve davaları izledi.[395] Sanıkların birçoğu, sadece yeminlerinin ve görevlerinin bir parçası olarak kayıtsız şartsız yerine getirmek zorunda oldukları emirleri uyguladıkları bahanesini kullanarak kendilerini aklamaya çalıştı. Mahkemeler bunu meşru bir savunma olarak görmedi.[396] Kasım 1947'de, 40 SS subayı ve Auschwitz muhafızının davası Kraków'da gerçekleşti. Çoğu suçlu bulundu ve 23 kişi ölüm cezası aldı.[397] Batılı müttefikler tarafından yargılananların yanında, yaklaşık 37.000 SS üyesi Sovyet mahkemelerinde yargılandı ve suçlu bulundu. Cezaların arasında asılarak idam ve uzun süreli ağır çalışma vardı.[398] Auschwitz-Birkenau Eyalet Müzesi'nin müdürü Piotr Cywiński'nin tahminine göre 70.000 SS üyesi toplama kamplarındaki suçlara bulaştı, ancak bunların sadece 1.650 ila 1.700'ü savaştan sonra yargılandı.[399] Nürnberg Uluslararası Askerî Ceza Mahkemesi, 1946'da SS'i bir suç örgütü ilan etti.[400]

Kaçışlar

değiştir
 
Adolf Eichmann'ın 1950'de Arjantin'e girmek için kullandığı "Ricardo Klement" adına Kıızlhaç pasaportu

Savaştan sonra birçok eski Nazi, Güney Amerika'ya, özellikle Juan Perón yönetimi tarafından hoşnutlukla karşılandıkları Arjantin'e kaçtı.[401] 1950'lerde eski Dachau mahkûmu Lothar Hermann, Buenos Aires'te yaşayan Ricardo Klement'in aslında, 1948'de Nazi sempatizanı Avusturyalı din adamı piskopoz Alois Hudal tarafından yönetilen bir organizasyon aracılığıyla Arjantin'e giriş için sahte kimlik ve iniş izni almış olan Adolf Eichmann olduğunu ortaya çıkardı.[402] Eichmann, 11 Mayıs 1960'ta İsrail'in ulusal istihbarat teşkilatı Mossad tarafından Buenos Aires'te yakalandı. 1961'de Kudüs'teki davasında suçlu bulundu ve asılarak idam edildi. Davası sırasında Eichmann, "Mezarıma gülerek gireceğim, çünkü vicdanımda 5 milyondan fazla Yahudi'nin [veya daha sonra söylediğine göre Reich düşmanlarının] ölümünün olduğu gerçeği bana olağanüstü bir tatmin veriyor." dedi.[403] Treblinka komutanı Franz Stangl da Hudal'ın ağının yardımıyla Güney Amerika'ya kaçtı. 1967'de Almanya'ya sınır dışı edildi ve 1970'te ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı. 1971'de öldü.[404]

Yakalanmasının idam edilmesi anlamına geleceğinden endişelenen Mengele, 17 Nisan 1949'da Almanya'dan kaçtı.[405] Eski SS üyelerinin kurduğu bir ağı kullanarak Cenova'ya gitti ve burada Uluslararası Kızılhaç Komitesi'nden "Helmut Gregor" adıyla bir pasaport aldı. Temmuz ayında Arjantin'e gitti.[406] Hâlâ arandığının farkında olarak 1958'de Paraguay'a ve daha sonra 1960'ta Brezilya'ya taşındı. Her iki taşınmada da eski Luftwaffe pilotu Hans-Ulrich Rudel'dan yardım aldı.[407] 1979'da, Mengele denizde yüzerken inme geçirdi ve boğularak öldü.[408]

Eski Trawniki muhafızı Jakob Reimer ve Çerkes işbirlikçi Tscherim Soobzokov'un da arasında bulunduğu eski SS üyeleri gibi binlerce Nazi, bazen sahte belgeler kullanarak mülteci kılığında Amerika Birleşik Devletleri'ne kaçtı.[409] Soobzokov, SD subayı Wilhelm Höttl, Eichmann'ın yaveri Otto von Bolschwing ve savaş suçlusu Theo Saevecke gibi diğer bazı SS görevlileri Amerikan istihbarat teşkilatları tarafından Sovyetlere karşı kullanıldı. CIA memuru Harry Rositzke'nin dediğine göre, "Anti-Komünist olduğu sürece herhangi bir piçi kullanmak içgüdüsel bir işti ... İşbirlikçileri göreve almak için olan heves veya istek, elbette onların kimlik bilgilerine çok yakından bakmadığınız anlamına geliyordu."[410] Benzer şekilde Sovyetler de savaştan sonra SS görevlilerini kullandı; örneğin, Theo Operasyonu, Müttefik işgali altındaki Almanya'da SS görevlilerinin kullanılması hakkında Sovyetler için "tahrip edici söylentilerin" yayılmasına sebep oldu.[411]

Simon Wiesenthal ve diğerleri, savaş suçlularının Latin Amerika'ya sığınmalarına yardım ettiği iddia edilen ODESSA (Organisation der ehemaligen SS-Angehörigen, TürkçeEski SS Üyelerinin Örgütü) kod adlı bir kaçak Nazi örgütünün varlığı hakkında tahminlerde bulundu.[412] SS görevlileriyle röportajlar yapmış olan İngiliz yazar Gitta Sereny, tahminleri doğru bulmadı ve kaçışları savaş sonrası kaosa ve Hudal'ın Vatikan merkezli ağına bağladı. ODESSA'nın varlığı kanıtlanmamış kalırken, Sereny'nin dediğine göre "savaştan sonra kesinlikle çeşitli türlerde Nazi yardım kuruluşları vardı - olmaması şaşırtıcı olurdu."[413]

Ayrıca bakınız

değiştir

Kaynakça

değiştir
  1. ^ a b Weale, 2010, s. 26
  2. ^ McNab, 2009, s. 137
  3. ^ a b Evans, 2008, s. 318
  4. ^ Evans, 2003, s. 228
  5. ^ Michael & Doerr, 2002, s. 356
  6. ^ McNab, 2009, ss. 14-16
  7. ^ McNab, 2009, s. 14
  8. ^ Weale, 2010, s.16
  9. ^ a b c McNab, 2009, s. 16
  10. ^ Hein, 2015, s. 10
  11. ^ Weale, 2010, ss. 26-29
  12. ^ Koehl, 2004, s. 34
  13. ^ a b Cook & Bender, 1994, ss. 17-19
  14. ^ a b Laqueur & Baumel, 2001, s. 604
  15. ^ Weale, 2010, s. 30
  16. ^ a b Weale, 2010, s. 32
  17. ^ Hein, 2015, s. 12
  18. ^ a b Weale, 2010, ss. 45-46
  19. ^ Weale, 2010, ss. 32-33
  20. ^ Miller & Schulz, 2012, ss. 1-2
  21. ^ McNab, 2009, s. 18
  22. ^ Longerich, 2012, s. 113
  23. ^ a b Burleigh & Wippermann, 1991, ss. 272-273
  24. ^ Weale, 2010, ss. 45-47, 300-305
  25. ^ Miller & Schulz, 2012, ss. 2-3
  26. ^ Kershaw, 2008, ss. 308-314
  27. ^ Baranowski, 2010, ss. 196-197
  28. ^ Zentner & Bedürftig, 1991, s. 901
  29. ^ Zentner & Bedürftig, 1991, s. 903
  30. ^ Laqueur & Baumel, 2001, s. 606
  31. ^ Allen, 2002, s. 112
  32. ^ Höhne, 2001, ss. 146-147
  33. ^ Stackelberg, 2002, s. 116
  34. ^ a b Jacobsen, 1999, ss. 82-93
  35. ^ Weale, 2010, ss. 62-67
  36. ^ Weale, 2010, ss. 63-65
  37. ^ Langerbein, 2003, s. 19
  38. ^ Yenne, 2010, s. 115
  39. ^ Höhne, 2001, ss. 148-149
  40. ^ Weale, 2010, ss. 65-66
  41. ^ Höhne, 2001, ss. 150-151
  42. ^ Yenne, 2010, s. 93
  43. ^ Yenne, 2010, s. 94
  44. ^ Laqueur & Baumel, 2001, s. 608
  45. ^ Yenne, 2010, ss. 111-113
  46. ^ Himmler, 1936
  47. ^ a b Langerbein, 2003, s. 21
  48. ^ Himmler, 1936, s. 134
  49. ^ Weale, 2012, ss. 60-61
  50. ^ a b c Rummel, 1992, ss. 12-13
  51. ^ Rummel, 1992, s. 12
  52. ^ Nürnberg Uluslararası Askerî Ceza Mahkemesi, 1946
  53. ^ a b Williams, 2001, s. 77
  54. ^ a b Buchheim, 1968, s. 157
  55. ^ Hein, 2015, ss. 66-71
  56. ^ Evans, 2005, s. 54
  57. ^ Williams, 2001, s. 61
  58. ^ Hildebrand, 1984, ss. 13-14
  59. ^ Kershaw, 2008, ss. 313-316
  60. ^ McNab, 2009, ss. 9, 17, 26-27, 30, 46-47
  61. ^ Reitlinger, 1989, s. 90
  62. ^ Dear & Foot, 1995, ss. 814-815
  63. ^ Longerich, 2012, s. 204
  64. ^ a b c Longerich, 2012, s. 470
  65. ^ Hein, 2015, ss. 70-71
  66. ^ Read, 2005, ss. 512-514
  67. ^ Evans, 2005, s. 584
  68. ^ a b Read, 2005, s. 515
  69. ^ Evans, 2005, s. 590
  70. ^ Evans, 2005, s. 591
  71. ^ Hildebrand, 1984, ss. 61-62
  72. ^ Weale, 2010, s. 85
  73. ^ Hildebrand, 1984, s. 61
  74. ^ Koehl, 2004, ss. 144, 148, 169, 176-177
  75. ^ McNab, 2009, s. 165
  76. ^ Spielvogel, 1992, ss. 102-108
  77. ^ Cook & Bender, 1994, ss. 8-9
  78. ^ Cook & Bender, 1994, ss. 9, 12, 17-19
  79. ^ Hoffmann, 2000, ss. 157, 160, 165
  80. ^ Hoffmann, 2000, s. 166
  81. ^ Hoffmann, 2000, ss. 181-186
  82. ^ Hoffmann, 2000, ss. 157, 160, 165, 166, 181-186
  83. ^ Cook & Bender, 1994, ss. 19, 33
  84. ^ Hoffmann, 2000, ss. 32, 48, 57
  85. ^ Hoffmann, 2000, ss. 36-48
  86. ^ Joachimsthaler, 1999, s. 288
  87. ^ Hoffmann, 2000, s. 32
  88. ^ a b Hoffmann, 2000, s. 36
  89. ^ Felton, 2014, ss. 32-33
  90. ^ Hoffmann, 2000, ss. 36, 48
  91. ^ Felton, 2014, s. 18
  92. ^ Padfield, 2001, ss. 128-129
  93. ^ Weale, 2010, s. 95
  94. ^ Evans, 2005, s. 85
  95. ^ Hilberg, 1985, s. 222
  96. ^ Hein, 2015, s. 63.
  97. ^ Wachsmann, 2010, s. 22
  98. ^ Weale, 2010, ss. 106-108
  99. ^ Weale, 2010, s. 108
  100. ^ Evans, 2008, ss. 366-367
  101. ^ Weale, 2010, ss. 108-109
  102. ^ Ayçoberry, 1999, s. 273
  103. ^ Stein, 2002, s. 23
  104. ^ a b Flaherty, 2004, s. 156
  105. ^ Stein, 2002, ss. 285-287
  106. ^ Stein, 2002, ss. 18, 287
  107. ^ Mollo, 1991, ss. 1-3
  108. ^ Stein, 2002, s. 27
  109. ^ Butler, 2001, s. 45
  110. ^ Rossino, 2003, ss. 114, 159-161
  111. ^ a b c Flaherty, 2004, s. 149
  112. ^ Hein, 2015, s. 82
  113. ^ Stone, 2011, s. 127
  114. ^ Longerich, 2010, ss. 144-145
  115. ^ Evans, 2008, ss. 14-15
  116. ^ Flaherty, 2004, ss. 109-111
  117. ^ Kershaw, 2001, s. 246
  118. ^ Laqueur & Baumel, 2001, s. xxxi
  119. ^ Reynolds, 1997, ss. 6-7
  120. ^ Stein, 2002, s. 32
  121. ^ Stein, 2002, ss. 33-35
  122. ^ a b McNab, 2009, s. 66
  123. ^ Hildebrand, 1984, s. 50
  124. ^ Weale, 2010, s. 229
  125. ^ Hellwinkel, 2014, s. 9
  126. ^ Reitlinger, 1989, s. 147
  127. ^ a b Stein, 2002, s. 61
  128. ^ Butler, 2003, s. 64
  129. ^ Manning, 1999, s. 59
  130. ^ Sydnor, 1977, s. 93
  131. ^ Weale, 2012, s. 251
  132. ^ Sydnor, 1977, s. 102
  133. ^ Flaherty, 2004, s. 143
  134. ^ a b Stein, 2002, ss. 150-153
  135. ^ Koehl, 2004, ss. 213-214
  136. ^ Mattson, 2002, ss. 77-104
  137. ^ Flaherty, 2004, ss. 162-163
  138. ^ Weale, 2012, s. 297
  139. ^ Bessel, 2006, ss. 110-111
  140. ^ Bessel, 2006, s. 110
  141. ^ Flaherty, 2004, ss. 163-165
  142. ^ Flaherty, 2004, ss. 163-166
  143. ^ Evans, 2008, s. 155
  144. ^ Bessel, 2006, s. 111
  145. ^ Frusetta, 2012, s. 266
  146. ^ Glantz, 2001, ss. 7-9
  147. ^ Bracher, 1970, s. 409
  148. ^ Blood, 2006, s. 64
  149. ^ Windrow & Burn, 1992, s. 9
  150. ^ Heer & Naumann, 2000, s. 136
  151. ^ Browning, 2004, s. 315
  152. ^ Hilberg, 1985, s. 164
  153. ^ Kershaw, 2008, ss. 696-697
  154. ^ Flaherty, 2004, s. 168
  155. ^ Flaherty, 2004, s. 171
  156. ^ Reynolds, 1997, s. 9
  157. ^ Flaherty, 2004, s. 173
  158. ^ Fritz, 2011, ss. 69-70, 94-108
  159. ^ Krausnik, 1968, s. 77
  160. ^ Longerich, 2010, s. 185
  161. ^ a b Rhodes, 2003, ss. 159-160
  162. ^ Bessel, 2006, ss. 118-119
  163. ^ Stackelberg, 2007, s. 163
  164. ^ Laqueur & Baumel, 2001, s. 164
  165. ^ Bessel, 2006, s. 119
  166. ^ Zentner & Bedürftig, 1991, s. 227
  167. ^ Evans, 2008, ss. 256-257
  168. ^ Longerich, 2012, s. 547
  169. ^ Gerwarth, 2011, s. 199
  170. ^ Rhodes, 2003, s. 243
  171. ^ Blood, 2006, ss. 70-71
  172. ^ Longerich, 2012, s. 625
  173. ^ Longerich, 2010, s. 198
  174. ^ Longerich, 2012, ss. 626, 629
  175. ^ Longerich, 2012, s. 627
  176. ^ Blood, 2006, ss. 71-77
  177. ^ Blood, 2006, s. 121
  178. ^ Blood, 2006, ss. 152-154
  179. ^ Longerich, 2012, ss. 628-629
  180. ^ Wachsmann, 2010, s. 27
  181. ^ Wachsmann, 2010, ss. 26-27
  182. ^ Gerwarth, 2011, s. 208
  183. ^ Longerich, 2010, ss. 279-280
  184. ^ Evans, 2008, s. 283
  185. ^ McNab, 2009, s. 141
  186. ^ Evans, 2008, ss. 283, 287, 290
  187. ^ Evans, 2008, ss. 295, 299-300
  188. ^ Wachsmann, 2010, s. 29
  189. ^ a b Longerich, 2012, s. 559
  190. ^ a b Koehl, 2004, pp. 182-183
  191. ^ a b Weale, 2012, s. 115
  192. ^ Gruner, 2012, ss. 174-175
  193. ^ Longerich, 2012, s. 629
  194. ^ Reitlinger, 1989, s. 265
  195. ^ Stein, 2002, ss. 258-263
  196. ^ Weale, 2012, s. 114
  197. ^ Flaherty, 2004, ss. 119-120
  198. ^ Mazower, 2008, ss. 312-313
  199. ^ Longerich, 2012, s. 485
  200. ^ Longerich, 2012, s. 482
  201. ^ Allen, 2002, s. 95
  202. ^ Longerich, 2012, ss. 480-481
  203. ^ Longerich, 2012, s. 480
  204. ^ Steinbacher, 2005, s. 129
  205. ^ Steinbacher, 2005, s. 56
  206. ^ Longerich, 2010, s. 316
  207. ^ a b Longerich, 2012, s. 484
  208. ^ Weale, 2012, ss. 114-115
  209. ^ Allen, 2002, s. 102
  210. ^ Weale, 2012, ss. 115-116
  211. ^ Longerich, 2012, s. 483
  212. ^ Frei, 1993, s. 128
  213. ^ Weale, 2012, s 116
  214. ^ Nürnberg Uluslararası Askerî Ceza Mahkemesi, 1950
  215. ^ Baxter, 2014, s. 67
  216. ^ Evans, 2008, s. 486
  217. ^ Bessel, 2006, s. 143
  218. ^ Evans, 2008, ss. 488-489
  219. ^ McNab, 2009, ss. 68, 70
  220. ^ Fritz, 2011, s. 350
  221. ^ Ford & Zaloga, 2009, s. 30
  222. ^ Ford & Zaloga, 2009, ss. 54-56
  223. ^ Whitmarsh, 2009, ss. 12-13
  224. ^ Ford & Zaloga, 2009, ss. 60, 63, 122, 275
  225. ^ Stein, 2002, s. 219
  226. ^ McNab, 2013, s. 295
  227. ^ Rempel, 1989, s. 233
  228. ^ Whitmarsh, 2009, s. 73
  229. ^ Ford & Zaloga, 2009, s. 230
  230. ^ Wilmot, 1997, s. 282
  231. ^ McNab, 2013, s. 297
  232. ^ McNab, 2009, s. 73
  233. ^ Wilmot, 1997, ss. 399-400
  234. ^ Stein, 2002, ss. 222-223
  235. ^ Wilmot, 1997, s. 420
  236. ^ McNab, 2013, s. 197
  237. ^ Shirer, 1960, ss. 1085-1086
  238. ^ Weinberg, 1994, s. 701
  239. ^ Murray & Millett, 2001, ss. 439-442
  240. ^ Weinberg, 1994, ss. 765-766
  241. ^ Murray & Millett, 2001, s. 465
  242. ^ Weinberg, 1994, ss. 767-769
  243. ^ Stein, 2002, s. 232
  244. ^ Weinberg, 1994, s. 769
  245. ^ Murray & Millett, 2001, s. 468
  246. ^ Parker, 2012, s. 278
  247. ^ Kershaw, 2011, s. 168
  248. ^ Beevor, 2002, s. 70
  249. ^ Beevor, 2002, s. 83
  250. ^ a b Duffy, 2002, s. 293
  251. ^ Ziemke, 1968, s. 439
  252. ^ Beevor, 2002, s. 82
  253. ^ Seaton, 1971, s. 537
  254. ^ Duffy, 2002, s. 294
  255. ^ Stein, 2002, s. 238
  256. ^ Ziemke, 1968, s. 450
  257. ^ Messenger, 2001, ss. 167-168
  258. ^ Wachsmann, 2015, ss. 542-548
  259. ^ Fritz, 2004, ss. 50-55
  260. ^ Stein, 2002, s. 237
  261. ^ a b Kershaw, 2011, s. 302
  262. ^ Stein, 2002, s. 246
  263. ^ McNab, 2013, ss. 328, 330, 338
  264. ^ Moorhouse, 2012, ss. 364-365
  265. ^ Stein, 2002, ss. 248-249
  266. ^ Headland, 1992, s. 22
  267. ^ Weale, 2010, s. 131
  268. ^ Langerbein, 2003, s. 21-22
  269. ^ Höhne, 2001, ss. 494-495
  270. ^ Höhne, 2001, ss. 495-496
  271. ^ Longerich, 2012, s. 661
  272. ^ Diner, 2006, s. 123
  273. ^ Laqueur & Baumel, 2001, s. 228
  274. ^ Montague, 2012, ss. 188-190
  275. ^ Friedlander, 1997, s. 138
  276. ^ Stackelberg, 2007, s. 220
  277. ^ Rhodes, 2003, ss. 258-260, 262
  278. ^ Laqueur & Baumel, 2001, s. 195
  279. ^ a b c Longerich, 2010, s. 408
  280. ^ Cesarani, 2005, ss. 168, 172
  281. ^ Cesarani, 2005, s. 173
  282. ^ Cesarani, 2005, s. 160, 183
  283. ^ a b Streim, 1989, s. 436
  284. ^ Longerich, 2012, ss. 405, 412
  285. ^ Stackelberg, 2007, s. 161
  286. ^ Flaherty, 2004, s. 109
  287. ^ Hilberg, 1985, s. 102
  288. ^ Langerbein, 2003, s. 15-16
  289. ^ Rhodes, 2003, s. 257
  290. ^ Flaherty, 2004, ss. 120-123
  291. ^ Rhodes, 2003, ss. 210-214
  292. ^ Zentner & Bedürftig, 1991, s. 228
  293. ^ Rhodes, 2003, s. 274
  294. ^ McNab, 2009, ss. 37, 40, 41
  295. ^ Bracher, 1970, s. 214
  296. ^ Krüger & Wedemeyer-Kolwe, 2009, s. 34
  297. ^ Krüger & Wedemeyer-Kolwe, 2009, s. 35
  298. ^ McNab, 2013, ss. 224-225
  299. ^ Pieper, 2015, s. 38
  300. ^ McNab, 2013, s. 225
  301. ^ Miller, 2006, s. 308
  302. ^ Pieper, 2015, ss. 52-53
  303. ^ Pieper, 2015, ss. 81-90
  304. ^ Pieper, 2015, ss. 81-82
  305. ^ Pieper, 2015, ss. 119-120
  306. ^ Miller, 2006, s. 310
  307. ^ Pieper, 2015, s. 120
  308. ^ Pieper, 2015, ss. 146-147
  309. ^ McNab, 2013, s. 182
  310. ^ Stockert, 1997, s. 229
  311. ^ McNab, 2013, ss. 225-230
  312. ^ "Deportation of Hungarian Jews". Timeline of Events. United States Holocaust Memorial Museum. 25 Kasım 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 9 Şubat 2021. 
  313. ^ Proctor, 1988, s. 86
  314. ^ Lifton, 1986, s. 147
  315. ^ Levy, 2006, ss. 235-237
  316. ^ Lifton, 1986, ss. 148-149
  317. ^ Piper, 1994, s. 170
  318. ^ Lifton & Hackett, 1994, s. 304
  319. ^ Yahil, 1990, s. 368
  320. ^ Yahil, 1990, s. 369
  321. ^ Levy, 2006, ss. 248-249
  322. ^ Posner & Ware, 1986, s. 29
  323. ^ Posner & Ware, 1986, s. 27
  324. ^ Lifton, 1985.
  325. ^ Pringle, 2006, ss. 294-296
  326. ^ Browder, 1996, ss. 205-206
  327. ^ Art, 2006, s. 43
  328. ^ Gerwarth, 2011, ss. 120-121
  329. ^ Weale, 2012, s. 107
  330. ^ Gerwarth, 2011, s. 121
  331. ^ Anderson, 2011
  332. ^ Mang, 2003, ss. 1-5
  333. ^ a b Spielvogel, 1992, s. 108
  334. ^ Yenne, 2010, ss. 132-133
  335. ^ Yenne, 2010, ss. 128-131, 139, 142
  336. ^ Yenne, 2010, s. 141
  337. ^ Lower, 2013, s. 108
  338. ^ Schwarz, 1997, ss. 223-244
  339. ^ Lower, 2013, ss. 108-109
  340. ^ Mühlenberg, 2011, ss. 13-14
  341. ^ Lower, 2013, s. 109
  342. ^ Century, 2011
  343. ^ Rempel, 1989, ss. 223-224
  344. ^ Mühlenberg, 2011, s. 27
  345. ^ Benz, Distel & Königseder, 2005, s. 70
  346. ^ Flaherty, 2004, s. 160
  347. ^ Koehl, 2004, ss. 212-213
  348. ^ Koehl, 2004, ss. 214-219
  349. ^ Gutmann, 2017, 3. bölüm
  350. ^ McNab, 2013, ss. 272-273
  351. ^ McNab, 2013, ss. 321-323
  352. ^ Höhne, 2001, s. 458
  353. ^ Weale, 2012, s. 306
  354. ^ Reitlinger, 1989, ss. 200-204
  355. ^ Reitlinger, 1989, s. 199
  356. ^ Hale, 2011, ss. 264-266
  357. ^ Bishop, 2005, s. 93
  358. ^ Bishop, 2005, ss. 93-94
  359. ^ Müller, 2012, s. 169
  360. ^ Motadel, 2014, s. 242
  361. ^ Stein, 2002, s. 189
  362. ^ McNab, 2013, ss. 326-330
  363. ^ McNab, 2013, s. 90
  364. ^ Flaherty, 2004, ss. 88-92
  365. ^ Givhan, 1997
  366. ^ a b Yenne, 2010, s. 64
  367. ^ Yenne, 2010, s. 69
  368. ^ Ziegler, 2014, ss. 132-134
  369. ^ Weale, 2012, s. 26
  370. ^ a b c d Weale, 2012, s. 32
  371. ^ Weale, 2012 s. 30
  372. ^ Weale, 2012, s. 46
  373. ^ Weale, 2012, s. 49
  374. ^ a b c d e Weale, 2012, s. 33
  375. ^ Ziegler, 2014, s. 133
  376. ^ Ziegler, 2014, s. 131
  377. ^ Snyder, 1994, s. 330
  378. ^ Laqueur & Baumel, 2001, s. 609
  379. ^ Evans, 2008, s. 724
  380. ^ Yerger, 1997, ss. 13-21
  381. ^ Stackelberg, 2007, s. 302
  382. ^ Höhne, 2001, s. 580
  383. ^ Evans, 2008, ss. 739-741
  384. ^ Longerich, 2012, s. 736
  385. ^ Weale, 2012, s. 410
  386. ^ Burleigh, 2000, ss. 803-804
  387. ^ MacDonogh, 2009, s. 3
  388. ^ Murray & Millett, 2001, ss. 565-568
  389. ^ Lowe, 2012, ss. 83-84
  390. ^ Lowe, 2012, ss. 84-87
  391. ^ Brzezinski, 2005
  392. ^ a b Evans, 2008, s. 741
  393. ^ Evans, 2008, ss. 741-742
  394. ^ Evans, 2008, s. 743
  395. ^ Burleigh, 2000, s. 804
  396. ^ Ingrao, 2013, ss. 240-241
  397. ^ Evans, 2008, ss. 743-744
  398. ^ Burleigh, 2010, s. 549
  399. ^ Bosacki, Uhlig & Wróblewski, 2008
  400. ^ Zentner & Bedürftig, 1991, s. 906
  401. ^ Levy, 2006, ss. 143-144
  402. ^ Cesarani, 2005, s. 207
  403. ^ Arendt, 2006, s. 46
  404. ^ Evans, 2008, ss. 746-747
  405. ^ Levy, 2006, s. 263
  406. ^ Levy, 2006, ss. 264-265
  407. ^ Levy, 2006, ss. 269, 273
  408. ^ Levy, 2006, ss. 294-295
  409. ^ Lichtblau, 2014, ss. 2-3, 10-11
  410. ^ Lichtblau, 2014, ss. 29-30, 32-37, 67-68
  411. ^ Biddiscombe, 2000, ss. 131-143
  412. ^ Segev, 2010, ss. 106-108
  413. ^ Sereny, 1974, s. 274

Konuyla ilgili yayınlar

değiştir

Dış bağlantılar

değiştir