Evet! Gelelim Kingdom Come : Deliverance'a.Oyun dünyama başladığımdan beri hep gerçeğe daha yakın oyunlar oynamak istemişimdir.Yani içinde olağanüstü varlıkların (cin,peri,canavar,zombi...) bulunduğu oyunlar beni nedense cezbetmemiştir.İşte Kingdom Come : Deliverance beni gerçekçiliği sayesinde kendine çekti.Oyun bize tam gerçekçiliği ile bir orta çağ simülasyonu yaşatıyor.Kısaca oyun bayağı bir gerçekçi.Gerek savaş sahneleri,gerek yaşam mücadelesi,gerek ortam...


HİKAYE:

Gel gelelim oyunumuzun hikayesine.Yalnız belirtmem gerekir,BU BÖLÜMDE SİZLER İÇİN UFAK SPOİLER VEREBİLİRİM.SPOİLER ALMAK İSTEMİYORSANIZ LÜTFEN HİKAYE KISMINI OKUMADAN GEÇİN! Neyse nerde kalmıştık... Gözümüzü, Çatısı tahtadan,yatağımızın karşısında ocağı olan,yanımızda da yemek masası bulunan bir odada açıyoruz horoz ötüşleri eşliğinde.Birisi ''Henry.Uyan,uyan!'' diye bağırıyor.Güçlükle yataktan kalkıyor ve ana karakterimiz Henry'in annesiyle konuşuyoruz.Annesi Henry'e dün gece eve neden geç geldiğini sorup kızıyor.Ufak bir tartışmanın ardından annesi Henry'i affediyor. Annemizin yanından ayrılıyoruz.Karnımız gurulduyor.Masanın üzerinde duran yiyecekleri afiyetle yiyip,demirci babamıza yardım etmek için evimizin yanındaki demirci tezgahına doğru yürüyoruz.Dün gece yaptığımız haylazlıklar yüzünden babamızda bizi azarlıyor.Ardından o da annemiz gibi yumuşuyor ve Sör Radzig'in kılıcını bitirmeye yoğunlaşıyor.Bu sırada bize de görev düşüyor.Kömür,babamıza soğuk bir içki,ve kaledeki kılıç balçağını almamızı istiyor bizden babamız.Paramız olmadığı için babamıza borcu olan Kunesh'ten borcu almak için yola koyuluyoruz.Ama Kunesh sorun çıkarıyor.Ardından yumruk yumruğa girişiyoruz birbirimize.Kunesh'i alt ettikten sonra paramızı alıp kömür ve kılıç balçağını da alıp son olarak babamıza içki almak için Skalitz Hanı'nın yolunu tutuyoruz.İçkimizi alıp tam eve gidecekken bir adamın (adını şuan hatırlamıyorum) Kralımız Wenceslass hakkında kötü konuşup,Kralımızın üvey kardeşi ve aynı zamanda Macar Kralı Sigismund'u savunduğunu duyuyoruz.Tabi bunları arkadaşlarımız da duyuyor.Onlarla ortak olup bu adamın yeni boyanmış evine at pisliği atarak intikam almak istiyoruz.Tam o sırada adamın oğlu ve oğlunun arkadaşları geliyor.Birkez daha yumruklar konuşuyor.Rakiplerimizi dövdükten sonra kolluk muhafızlarına görünmeden evimize gidiyoruz.Ardından babamızla Sör Radzig'in kılıcını yapmaya başlıyoruz.Kılıcımızı bitirdikten sonra Sör Radzig geliyor yanımıza.Sör Radzig kılıcını inceledikten sonra kılıcı çok beğendiğini ve bizzat bizim kendisine götürmemizi istiyor.Ardından kalesine doğru yol alıyor.Tam bu sırada bir borazan sesi duyuyoruz.Dönüp baktığımızda hiç tanımadığımız sancaklar altında yüzlerce kişilik bir ordu görüyoruz.Ordu Skalitz' saldırıp herkesi kılıçtan geçiriyor.Buna direnen anne ve babamızı da. Biz ise Sör Radzig'in emriyle kalenin sağ tarafındaki gizli patikayı takip edip Talmberg'e haber vermek için kaçıyoruz.Bir at buluyor ve peşimizde Sigismund'un ordusundan olan iki Kuman eşliğinde kaçarak Talmberg'e at sürüyoruz.Talmberg'e ulaştıktan sonra saldırıda ölen anne ve babamızın intikamını almaya yemin ediyoruz.İşte karakterimiz Henry'in asıl macerası burdan sonra başlıyor.

YAN GÖREVLER:

Oyunun yan görevleri de mevcut.Ana hikayemizi bitirdikten sonra bizleri meşgul edecek görevler mevcut.

GRAFİKLER:

Oyunu ultra ayarlarda hiç oynayamadım. Zira oyunun sistem gereksinimi oldukça fazla olduğu için çoğu bilgisayar ultrada açamıyor oyunu.Yüksek ayarlarda bile oynasanız oyunun grafikerli mükemmel geliyor insana.Doku detayı,gölgeler,parçacık detayları gerçekten yüksek ayarlarda bile sırıtmıyor.Gayet başarılı.

KONTROLLER VE MEKANİKLER:

Oyunun kontrol ve mekanikleri çok zor.Özellikle de savaş sahnelerinde bu bizi oldukça zorluyor.Hatta bazen oyunu yarıda bırakmanın eşiğine getiriyor bizi.Eğer bu mekanikler biraz kolaylaştırılırsa gayet hoş olur.

OPTİMİZASYON:

Oyunun optimizasyonu cidden rezalet.Oyunu mükemmel denecek kadar güzel sistemlerde bile bazen kasıyor.Eğer optimizasyonu da düzeltilirse bana göre gayet başarılı bir yapım olur.

MEKANLAR:

Mekanlar oyunda sürekli tekrar edilmiş.Yani Copy paste gibi.Gittiğimiz çoğu yerin mimarisi aynı.

AÇIK DÜNYA:

Oyunun açık dünyası güzel.Yapabileceğimiz çok aktivite var.Mesela hamamda kızlarla sıcak bir duş,etrafta boş gezen haydut ve kumanları öldürme,Avcılık,Kitap okuma,Kilisede ibadet... Kısaca hikayemiz bittikten sonra da bizi sıkmayacak bir açık dünyaya sahip oyunumuz.

YAPAY ZEKA:

Oyunun yapay zekası da biraz acayip.Bazen ''İşte yapay zeka çok güzel'' diyorum bazen ''Bune lan böyle'' oluyor.Oyunumuzun yapay zekası ortalamanın biraz altında kalıyor.

BUGLAR:

Oyunumuzun olmazsa olmazı acayip bugları. Bazen kaplamalar yüklenmediği için yok olan kaleler,garip garip dans eden kişiler,kafasının üstü olmayanlar,suç işlemediğimiz halde bizi kovalayan değişik muhafızlar... Oyunun bugları çok fazla ve oyundan puan kırmaya kayık.

DLC:

Oyunun dlc paketleri mevcut.Ama hiçbirini satın almadığım için pek bir fikrim yok.Umarım ilerde satın alır ve sizleri daha çok bilgilendirmiş olurum.

MÜZİKLER:

Oyunda çalan müzikler de beni oldukça tatmin etti. O dönemi olduğu gibi yansıtıyor.Her ortamın,her kişiliğin farklı müzikleri mevcut.

FİYAT:

Oyunun şuanki fiyatı 50,00 TL. Ama ben indirimde 30,00 TL'ye sahip oldum.50,00 TL'niz varsa almanızı öneririm. 20,00TL için koca indirimi beklemenize gerek yok.

Artık son sözlerimi de söyleyip incelememi noktalamak istiyorum.Gerçekçilik yönünden ayrıca hikayesiyle de beni etkileyen,bugları ve optimizasyonu yüzünden de beni sinirlendidi bu oyun. Ama beğendim mi? Gerçekten de beğendim.Bağımsız bir şirket olmasına rağmen Warhorse Studios bana göre oldukça hpş bir oyun yaratmış.Oyunun 2. serisinin de çıkacağını da duymuştum.Eğer şirket 2. oyununda ilk oyunun ortamını saklayıp,bugları ve optimizasyonu düzeltirse inanın bana istediği seviyeye ulaşır.

Sevgilerimle...

Oyuna Puanım: 7/10

İnceleme:nerO