Recent reviews by cann

Optimizasyonu rezalet bir oyun.

Kenshin Ninja is a game that stands out with its intense platform gameplay and smooth graphics. Throughout my nearly 7-hour playtime, I enjoyed the level designs of the game.
The menu designs and sound usage of the game could be improved somewhat. While the menus are easy to navigate, they lack in quality, and the sound effects are not always satisfying.
However, despite these minor flaws, I would definitely recommend Kenshin Ninja to platform game enthusiasts. Especially if you're looking for a challenging and engaging platformer, Kenshin Ninja is the right choice for you.

Pros:
• Intense platform gameplay
• Smooth graphics
• Challenging levels (Not for me though xd)

Cons:
• Underwhelming menu design
• Unsatisfying sound effects

Cities Skylines II, benim için şehir kurma oyunları kategorisinde mükemmel bir seçenek. Oyun, ilk oyunun temel oynanışını koruyor, ancak birçok yeni özellik ve iyileştirme de ekliyor. İlk oyunu sevmesem de bir önceki oyundaki dinamikleri koruyarak, üstüne yeni şeyler eklemeleri beni bu oyunu sevmemi sağladı.
Ancak oyunun yeni özellikleri, oyunun başlangıçtaki karmaşıklığını arttırabiliyor. Yeni başlayan oyuncular için biraz zor olabilir. (Like me) Öğrendikten sonra işler çorap söküğü gibi ilerliyor.
Eğer şehir kurma oyunlarında yeniyseniz, rehber videolar izleyerek kendinizi geliştirmenizi öneririm. Bu sayede temelleri öğrenebilir ve oyunu daha rahat bir şekilde öğrenebilirsiniz. Fakat oyun şu anda yeni çıktığından dolayı içerikleri az. Yavaş yavaş gelişmesini bekleyeceğiz.


Cities Skylines II’de şehrin görünümünü ve işleyişini kendi zevklerimize göre özelleştirmek mümkün. Binaları, yolları, parkları ve daha fazlasını özelleştirebiliyoruz. Koca koca gökdelenler dikip şehrimizi modernleştirebiliyoruz. Ayrıca oyun optimizasyon konusunda toparlandıktan sonra eminim ki mod desteği de gelecektir. Mod desteği ile birlikte, oyunda olan sorunların bir nebzede önüne geçilebilir ayrıyeten daha güzel şehirler inşa edebiliriz.


Cities Skylines II, bizlere bir şehir inşa etmek ve yönetmek için çeşitli seçenekler sunuyor. Şehrin ekonomisini, trafiğini, vergi oranlarını ve daha fazlasını yönetmek zorundayız. Aksi taktirde şehrimiz gelişemez ve büyüyemez. Özellikle de oyundaki yolları iyi ayarlamanızı öneririm. İlerleyen süreçlerde, yani şehir büyüdükçe trafik sorunları artmaya başlıyor. Güzel bir özellik olarak da ilk oyunda bulunmayan mevsimler, bu oyunda bulunuyor.


Cities Skylines II, grafik anlamında ilk oyunun üstüne bir şeyler eklemiş diyebilir miyiz? Bana kalırsa diyebiliriz sonuçta etraf oldukça hoş ve kaplamaların kalitesi oldukça iyi duruyor. Tabi ben oyunu medium ayarlarda oynadığım için ne kadar güzel gözükebilir orası tartışılır. Kısaca şehre yakından baktığımızda medium ayarlarda kaplamaların detayları gayet hoş. Şehrin gece ve karlı görünümleri, şehir büyüdükçe daha da göze hoş, ayrıntılı ve gerçekçi görünüyor. Ayrıca, oyunun hava durumu efektleri de çok güzel.


Not: Oyunun şu an da ciddi bir optimizasyon sorunu mevcut bunu bilerek alın ve oynayın.

Cities Skylines II, şehir kurma oyunları için mükemmel bir seçenek. Eğer güncel bir şehir kurma oyunu arıyorsanız sizin için yaratılmış bir oyun. Şehir kurma oyunlarını seviyorsanız, Cities Skylines II'yi mutlaka denemelisiniz.

İncelememi okuduğunuz için teşekkür ederim. Ne yaparsanız yapın oyunsuz kalmayın :)

Cyberpunk 2077'nin Phantom Liberty DLC'si, bu muhteşem oyunun heyecan verici bir genişlemesi olarak önümüze çıkıyor. Yenilikler, oyuncuları Night City'nin sokaklarına tekrar çekiyor ve bu kez Phantom Liberty'nin gizemli dünyasına dalma fırsatı sunuyor.

DLC, hikâye anlatımında ve karakter gelişiminde yeni katmanlar ekliyor. Phantom Liberty'nin derinlemesine incelenen öyküsü, oyunun evrenini daha da zenginleştiriyor. Ayrıca, yeni görevler ve yan görevler, oyunculara Night City'nin her köşesinde yeni maceralar yaşama şansı veriyor.

Yeni bölgeler ve detaylar, oyuncuları bu dünyaya daha fazla çekiyor. Ayrıca, yeni silahlar ve ekipmanlar da oyunun taktiksel derinliğini artırıyor.
Ses tasarımı ve müzik seçimi de oyunun atmosferini mükemmel bir şekilde yansıtıyor. Night City'nin sokaklarında gezerken veya savaşırken müziğin ritmi, oyuncuyu gerçekten içine çekiyor. Ben görev müziklerini çok beğendim.

Phantom Liberty DLC'si, Cyberpunk 2077'yi tekrar oynamak isteyenler için mükemmel bir neden sunuyor. Ana hikâyeyi bitirip bu genişleme paketini oynamanızı şiddetle öneririm. Bu genişleme paketi, oyunun daha da iyileştirilmiş ve genişletilmiş bir sürümünü sunuyor. Eğer Cyberpunk 2077 hayranıysanız, Phantom Liberty'yi kaçırmamalısınız.

Starfield, uzayın sonsuz derinliklerinde eşsiz bir keşif deneyimi sunma vaadini bize sunuyor. Bethesda'nın önceki oyunlarına benzer şekilde, büyük, açık bir dünya ve bu dünya farklı gezegenler, istasyonlar ve uzay gemileri gibi çeşitli mekanlardan oluşuyor.
Oyun size, kendi karakterlerinizi oluşturma şansı veriyor. Uzayın keşfine çıkarak farklı gezegenlerde maceralar size sunuyor. Bana kalırsa Bethesda'nın oyunlarında genellikle önemli bir rol oynayan hikâye anlatımı ve karakter gelişimi, Starfield'da da büyük bir etkiye sahip.

Grafikler ve teknik yeterlilik konusuna gelirsek, Creation Engine 2 teknolojisi sayesinde yükseltilmiş durumda ve bu da oyunun görsel olarak çarpıcı olmasını sağlıyor. Fakat teknik yeterlilik demişken, oyunu oynarken rakiplerine nazaran biraz geride kaldığını hissedebiliyorsunuz.

Starfield'da oyuncular kendi uzay gemilerini özelleştirebiliyor ve keşiflerine eşlik edebilecekleri müttefikler de edinebiliyor. Bu, oyunun derinlik kazanmasına ve oyunculara kişiselleştirilmiş bir deneyim sunmasına yardımcı oluyor. Gezegenlerin istediğiniz her noktasına inip, oraları keşfedebiliyorsunuz. Random olarak karşınıza terkedilmiş yapılar, terkedilmiş madenler, uzay korsanları vb. içerikler sunuyor.

Oyunda diyalog seçenekleri ve oyuncu kararlarının hikâye üzerinde etkisi var, bu da oyuncuların hikâyeyi yönlendirmesine izin veriyor. Fakat ana hikâyeyi değiştirecek kadar oyunun hikâyesi değişiyor mu, bilemiyorum. Yaşadığım ufak bir olayı anlatıyım;

“Ana görev yapmak istemedim. Bu yüzden ufak yan görevleri yapmak istedim. Bir görevde, çevreden bir şeyler toplanmam istendi, topladım da. Son toplamam gereken item’ı bir çocuk bulmuş ve para karşılığı birine satmış. Bende gidip almak istedim. Gittim ve oradaki kadın bana para karşılığı satmak istedi. Bende kabul etmedim ve çalmak istedim. Çaldım ve çalmaz olsaydım. Tutuklanıp Sol System’e yollandım. Oradaki komutan bana kurtulmam için ya benim için çalışırsın ya da hapiste kalırsın diye teklif yaptı ve bende kabul ettim. Onun için görevler yapıyorum. Fakat beni aramak için peşimde değiller.
Ufacık bir yan görevden başka bir görev türemiş oldu. Hapiste de kalabilirdim fakat kalırsam ne olacaktı bilemiyorum.”
Bu yaşadığım olay ufak bir yan görevden sonra başıma geldi. Olaylar hep böyle farklı mı ilerliyor yoksa herkes de aynı mı onu oynayarak göreceğiz.

Bethesda'nın oyunlarında genellikle çıkışlarında bazı teknik sorunlarla karşılaşılıyor. Ben oyunu Ryzen 5600 işlemci, RX 6700 ekran kartı, 32 GB Ram ile deneyim etmiş birisi olarak oyunu ultra ayarlarda, FSR 2 açık olarak açık alan 40 – 60 arasında, kapalı alanlarda ise 60 – 90 FPS alarak deneyimledim. 60 FPS’in altına düşmesi beni rahatsız etmediğinden sorun olmadı.

Oyunu deneyimlediğim kısım boyunca en temiz Bethesda oyunu olduğunu söyleyebilirim. Sadece 2 bug ile karşılaştım. Birinde karakterin arkası dönük konuşuyordu, bir diğerinde ise karakter gözükmüyordu.

Sonuç olarak, Starfield, açık dünya RPG tutkunları ve uzay keşfi hayranları için büyük bir ilgi odağı olacak gibi. Ben oyunu beğendim ve tüm içeriklerini tüketeceğime eminim. Kesinlikle yıllarca oynanacak bir oyun olacak.
Not: Oyunu kesinlikle SSD’ye kurup oynamanızı öneririm.

İncelememi okuduğunuz için teşekkür ederim.
“See you in the next review, children of the sky”

Öncelikle bu fiyata piyasada düzgün oyun pek kalmadı. Erken erişim bitmeden oyunu kapın. Erken erişim bittikten sonra oyunun fiyatı artacaktır.

Oyun Outlast serisine renk katmış. Arkadaşlarla oynamak oyunun çeşitliliğini ve dinamikliği arttırıp daha da eğlenceli bir oyuna dönüştürmüş. Önceki oyunlarda olan o eski korkuyu tabii ki ana serilerdeki kadar hissetmiyorsunuz.

Çünkü yanınızda arkadaşınız var. (Tek oyuncu seçeneği de mevcut.)
Arkadaş ile oynamanın avantajı ise öldüğünüz zaman oyun bitmiyor. Duvarlarda bulunan şırıngalar ile birbirinizi canlandırıp oyuna devam ediyorsunuz.

Düşmanların nereden çıkacağını kavrayamıyorsunuz. Bu da oyunda her an tetikle kalıp gerilmenize yol açıyor.
Arkadaşınız ile başka mekanlara gidip item aramaya başladığınız zaman yalnız kalıyorsunuz.

Bu da sizi cidden geriyor.

Önceki serilerde olmayan düşman ile temas bu oyunda var. Düşmanları belirli araç gereçler (taş, şişe vb) fırlatıp onları belirli bir süre saf dışı bırakabiliyorsunuz. (Çok az bir süre)

Görevler klasik coop oyunlarda olan benzin doldur, anahtarı al kapıyı aç tarzı görevlerden oluşuyor. İlerleyen süreçlerde yeni haritalar ve yeni dinamikler getireceklerini düşünüyorum.

Oyunda safezone da odanız var, görevlerden kazandığınız paralar ile odanızı özelleştirebiliyorsunuz. Bir de bilek güreşi oynayabiliyorsunuz. (Çok eğlenceli :P)

Ben oyunu beğendim, fiyatı artmadan alın derim.

Harry Potter evrenine hayran ve o dünyada yer alıp evrenin içinden geçmek isterseniz bu oyun tam size göre. Özellikle büyü kullanımı, etrafı keşfetme, fight ve dodge sistemi oldukça oturaklı ve zevkli hissettiriyor. Ben oynadığım saat dilimine göre değerlendiriyorum, henüz oyunda keşfetmediğim yerler olabilir.

Karakter özelleştirme konusunda saç, yüz yarası, kaş, yüz yapısı, gözlük, cinsiyet, ses tonu ve isminiz gibi çeşitleri özellikler mevcut. Başta sadece 3 tane gözlük seçebiliyoruz bu bana az geldi fakat oyuna başladıktan sonra oyun içinde bulduğum bir sürü maske, gözlük tarzı itemlar oldu.
Oyunda ilerledikçe karakterinizi bolca özelleştirebiliyorsunuz.


Asa'nızı görünümünü ve rengini(hangi ağaçtan türünden olacağına karar verebiliyorsunuz) özelleştirme,
Süpürge'nizi geliştirme ve farklı süpürge görünümleri,
Hogwarts'da gizli yerleri keşfetme,
Özel odanızda iksir üretme ve odayı özelleştirme;

dikkatimi çekenler.

Derse girme konusunda göreve gidip derse giriyorsunuz. Bully oyunu gibi belirli bir saatte ders başlayacak tarzı şeyler yok. Fakat Derse (göreve) gittiğinizde sizden bu saatte gelmemenizi isteyebiliyor. Bu yüzden haritanızı açıp vakti gece veya gündüz yapmanız gerekiyor. Yaptıktan sonra görevi başlatabiliyorsunuz.


Yan görev olarak profesörler size ödev veriyor. Git şu büyüyü al kullan yanıma gel tarzı yan görevler var. O görevleri yaparak yeni büyüler öğrenebiliyorsunuz. Onun dışında öğrencilerden yan görev alabiliyorsunuz. Onlarda gayet keyifli ve sıkmayan görevler.


Flying Mount'ı daha açmadım. O yüzden uçuş hissi nasıl bilmiyorum fakat süpürgenin uçma hissi gayet güzel yapılmış, tok bir uçuş hissi var ve geliştirilebildiği için daha da hızlandırabiliyorsunuz.
Belirli alanlara (village tarzı) giremiyorsunuz, girmek istediğiniz zaman bir duvar karşınıza çıkıyor. Onun dışında istediğiniz yerlere rahatça uçabilirsiniz.


Gördüğüm düşmanlar beni neredeyse hiç zorlamadı. Oynadığım zorluk normal. Fakat ani double saldırı yapıp dodge atamazsanız oldukça yüksek hasar yiyorsunuz.

Stoneback Dudbog'lar, en basitleri diyebilirim.
Ashwinder'lar, da gayet basit düşmanlar tek bir dodge hamlesi ile kurtulup atağa çıkabiliyorsunuz.
Goblin, düşmanlar birlikte saldırdıklarında güçlü oluyorlar o yüzden büyü gelişimi yapıp toplu kesmenizi öneririm.
Troller, bu ucubeler double saldırı yaparak beni tilt etmeyi başardılar. Koruma büyüsü ile de korunsanız canınız anında sıfıra iniyor. Eğer yanınızda can iksiri yoksa direkt ölüyorsunuz. Trollere karşı sürekli double dodge yaparak kaçmanızı öneririm. Çeşitli iksirleri kullanarak rahat bir biçimde de kesebilirsiniz.

Düşmanlardan düşen mavi kristaller ile de ultinizi full doldurursanız 2 kere kullanabiliyorsunuz.

Gizlilik konusunda fazla gizli ilerlemedim çünkü sevmedim. Görev icabı mecbur yapmanız gereken gizli görevler var. Benim oynadığım görev elemanın istediği bir itemı al gel tarzı şeyler oldu. Gizli ilerlemek için yakalanmadan geçmeniz gerekiyor ve yakalanırsanız en başa dönüyorsunuz. Baya bir yakalandığım oluyor çünkü npc saçma sapan yerde beni direkt görüyor. Yakalanmamak için de düşmanlarınızı duvara büyü atarak yönlerini değiştirebiliyorsunuz.


Harita böyle bir oyun için yeterli olduğunu düşünüyorum fakat yeterli değil diyenlerde olacaktır. Genelde her evde kilit olduğunu fark ettim ve bunların seviyeleri var. Kilitleri açıp içeriden değerli eşyalar, para gibi itemlar elde edebilirsiniz. Elde ettiğiniz itemları ister giyer ister de satıp para elde edebilirsiniz. Bazen bilinmeyen itemlar düşüyor. Bu itemları Room of Requirement(İhtiyaç Odası)'da inceledikten sonra kullanabilir veya satabilirsiniz.

Hogwarts'da içeride bulabileceğiniz bir sürü gizemleri yer var. Daha çözemediğim mekanlar, uçan anahtarlar var ve bunları takip edince dolabımsı yerlere gidip o dolapları açıyorsunuz. Gittiğiniz yerlerde "revelio" büyüsü ile mekan hakkında bilgi alabiliyorsunuz.

Kısacası Harry Potter dünyasında maceralara çıkmak gibi bir düşünceniz varsa parasının hakkını veren bir oyun olmuş.

Ama bence siz yinede indirimleri bekleyin.

Arkana şarkını aç ve rahatla..

Optimizasyon yerlerde sürekli 15-20 FPS'e düşüyorum.

Hiç sarmadı..